30 Eylül 2009 Çarşamba

Yasemin Sönmez Cine 5'te

Yasemin Sönmez, kısa bir dinlenme döneminden sonra yeniden profesyonel iş yaşamında... Sönmez, yeni yayın dönemiyle birlikte büyük atak yapmaya hazırlanan Cine 5 Medya Grubu'na Kurumsal İletişim Direktörü olarak atandı.
Eylül 2009

ABDULLAH KELEŞ ICF AIRPORTS YÖNETİM KURULUNDA


Uluslararası yolcu trafiğinde Türkiye’nin en büyük havalimanı olan Antalya Havalimanı’nın işletmeciliğini yürüten ICF Airports Yönetim Kurulu Üyeliği’ne IC Holding Turizm Grubu Genel Koordinatörü Abdullah Keleş getirildi. 1970 yılında Ağrı’da doğan Abdullah Keleş, lisans eğitimini Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini ise Bilgi Üniversitesi İşletme Programı’nda tamamladı. Lisansını tamamlamasının ardından 1995 yılında IC Holding A.Ş. bünyesinde çalışmaya başlayan Keleş, firmada mali işler, finansman, idari işler, insan kaynakları ve ticaret birimlerinde görev aldı. 2006 yılından itibaren Yönetim Kurulu Murahhas Azası görevi ile birlikte Turizm Grubu Genel Koordinatörlüğü, IC Tahal Tarım İşletmeleri ve IC Uluslararası Konfor A.Ş. şirketlerinin Yönetim Kurulu Üyeliği’ni yürüten Keleş, 2009 yılı Ekim ayından itibaren ICF Airports Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alacak.

Eylül-2009

24 Eylül 2009 Perşembe

Star TV ekibinde yeni bir isim: Ayça Sarangil

Ayça Aral Sarangil, Türkiye’nin ilk özel televizyonu Star TV ekibine pazarlama müdürü olarak katıldı. Zengin içerikli geniş program yelpazesi ve kaliteli yapımlarıyla yeni yayın dönemine iddialı bir başlangıç yapan Star TV ekibine yeni bir isim katıldı. Yeni görevi kapsamında Star TV’nin iletişim faaliyetleri ile internet sitesinin içerik ve pazarlamasından sorumlu olacak olan Ayça Aral Sarangil, Star TV Pazarlama Direktörü Gülsüm Akşit’e bağlı olarak çalışacak. Lise eğitimini Notre Dame de Sion’da, üniversite eğitimini ise Middlesex Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümü’nde tamamlayan Sarangil, profesyonel iş hayatına 2000 yılında Doğan Online’da başladı; daha sonra sırasıyla Ali Taran Creative Workshop ve Euro RSCG/Klan’da müşteri ilişkileri direktörü olarak görev yaptı. Sarangil evli ve 1 çocuk annesi…
Eylül 2009

22 Eylül 2009 Salı

Ağustos 2009'dan kısa kısa...

-2003 yılından bu yana Microsoft Türkiye Genel Müdürü olan Çağlayan Arkan, şirketin merkez ofisine atandı. Arkan, Ekim ayından itibaren Microsoft merkezinde Kurumsal Müşterilerden sorumlu organizasyonda, Dünya Üretim ve Kaynaklar’dan sorumlu Genel Müdür olarak göreve başlayacak. Microsoft Türkiye’nin Genel Müdürlük görevine, geçiş süresi boyunca Microsoft Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Başkanı Ali Faramawy vekâlet edecek.

-Dilek Billor Yılmaz, İpekyol, Machka, Twist markalarını bümyesinde bulunduran Ayaydın& Miroglio Grup’ta Kurumsal İletişim Müdürü olarak göreve başladı.

-Olympus Türkiye’nin yeni finans direktörü Ebru Bekar... Kariyerine PricewaterhouseCoopers’da denetim bölümünde başlayan Bekar, şirketin İstanbul, Londra ve Birmingham ofislerinde çalışan Bekar, Olympus’a Bausch&Lomb’tan transfer oldu.

- 2001-2005 yılları arasında Bersay İletişim Danışmanlığı bünyesinde Danışman olarak görev yapan; 2005 yılından bu yana da Saydam PR’ın Genel Müdürlük görevini yürüten Ozan Özkan, 10 Ağustos 2009 itibariyle görevini Ela Tamkan’a devretti.

-Yıllık bir buçuk milyar dolarlık iş hacmiyle Türkiye'nin sanayi gücünün önemli bir kısmının katılımcısı olduğu Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nin yeni yönetimi göreve başladı. Bölgenin yeni Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Doğan oldu.


- Hava, deniz, demiryolu, karayolu taşımacılığının yanı sıra depolama, tedarik zinciri yönetimi gibi tüm lojistik hizmetleri bünyesinde barındıran KITA Ulaştırma Hizmetleri Genel Müdürü Emre Eldener, merkezi Hollanda’da bulunan The Heavy Lift Grup’un yeni yönetim kurulunda görev aldı.

-Bayer’in HealthCare bölümü bünyesinde faaliyet gösteren Hayvan Sağlığı biriminin Türkiye’deki yöneticiliğine 1 Ağustos 2009 itibarıyla Dr. György Polgár atandı. 1989 yılında Bayer ailesine katılan Polgár, Türkiye’ye gelmeden önce Tayland’da Bayer Health Care üst temsilcisi ve Hayvan Sağlığı biriminin yöneticisi olarak görev yapıyordu.

- CEVA Türkiye, ABD’li danışmanlık devi Hewitt Associates'in 2008 En İyi İşyerleri araştırmasında, Türkiye'nin ve Orta - Doğu Avrupa'nın En İyi İşyeri seçildi.

Lale Orta Okan Üniversitesi'nde


Türkiye’nin ilk FIFA kokartlı bayan hakemi Lale Orta, 2009-2010 öğretim yılında Okan Üniversitesi Spor Bilimleri Bölümü’nün başında... Geleceğin spor yöneticilerini yetiştirmek amacıyla kurulan Okan Üniversitesi Spor Bilimleri, uzman kadrosuyla sporu bilimsel açıdan ele alan, spor tesisleriyle uygulama imkanı tanıyan, iş dünyasının aradığı insan gücünü yetiştiren bir bölüm olmayı hedefliyor. Gençlerin, profesyonel spor hayatlarıyla, eğitimleri arasında tercih yapma zorunluluğunu da ortadan kaldırmayı amaçlayan üniversite, sporcu öğrencilerin hem spor çalışmalarını hem de üniversite öğrenimlerini bir arada sürdürebilmelerine olanak tanıyacak uygulamalarla yeni bir nesil yetiştirecek gibi gözüküyor. Çağdaş yaşamın gereği olarak sağlığa ve hobilere verilen önemin arttığı; spor yöneticiliğinin yeni bir uzmanlık alanı olarak ortaya çıktıği günlerde böyle bir bölüm açarak dikkatleri çeken Okan Üniversitesi, spor alanındaki istihdam olanağını öngörerek iş dünyasının ihtiyaç duyduğu spor yöneticilerini yetiştirecek bir program sunuyor. Mezunlar, Spor Yöneticisi, Spor İşletmecisi, Antrenör, Hakem, Fitness Yöneticisi, Rekreasyon ve Spor Lideri, Kişisel Performans Uzmanı gibi ünvanlara sahip olarak; Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kamu ve özel okullarda, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün merkez ve taşra teşkilatlarında, bünyesinde spor işletmesi bulunan holding ve şirketlerde, otel ve tatil köyü işletmelerinde, spor kulüplerinde, spor federasyonlarında, belediyelerde, kulüp statüsü dışında kalan jimnastik, aerobik, step, vücut geliştirme, doğa sporları, savunma sporları gibi hizmet sunan spor salonlarında, engelliler sporunda, spor sağlık, spor basın ve spor teknolojisi ile ilgili alanlarda çalışma olanağı bulabilecekler.
Platin-Ağustos 2009

KPMG Türkiye'de seçim vardı


Geçtiğimiz ay, dünyanın en büyük denetim, vergi ve danışmanlık şirketlerinden biri olan KPMG’nin Türkiye ofisinde seçim vardı. Global kurallar gereği üç yılda bir yapılan seçim sonucunda Bülent Ejder, başkanlığı Ferruh Tunç’a teslim etti. Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olan Ferruh Tunç sektörün tanınmış isimlerinden biri... Eski bir Maliye Müfettişi ve Yeminli Mali Müşavir ünvanına sahip olan Tunç, 1987 yılından bu yana, bazı aralıklarla, uluslararası denetim ve danışmanlık sektöründe çalıştı. Üç yıl süreyle TMSF Başkan Yardımcılığı görevi yaptıktan sonra 2007 yılında KPMG’ye geri dönen Tunç’un yeni göreviyle ilgili düşünceleri şöyle: “Dünyanın en önemli vergi, denetim ve danışmanlık şirketlerinden birinin Türkiye Başkanı olmak benim için büyük bir onur. Müşterilerimiz, değerli çalışanlarımız ve müşvik sektörümüz için güvenilir olmayı sürdüreceğiz. Dünyanın yaşamakta olduğu zor ekonomik koşullardan çıkılmasında bilgiyi değere dönüştürebilme becerisi her zamankinden daha öne çıkmaktadır. Bu nedenle önümüzdeki günlerde uluslararası işbirliği, bilgi ve deneyim paylaşımına yönelik önemli adımlar atacağız.“ Evli ve bir çocuk babası olan Tunç, Galatasaray Spor Kulübü’nde kongre üyesi..
Platin-Ağustos 2009

Citibank Türkiye'nin ilk Türk ülke başkanı


2000 yılında Citibank’a katılan ve 9 yıldır üstlendiği sorumluluklarla dikkat çeken Serra Akçaoğlu Ağustos ayında, Citigroup’un dünya çapındaki 92 ülke başkanından biri oldu. Citigroup, Türkiye'de 30 yıldan bu yana faaliyet gösteren Citibank'ın ülke başkanlığına Citibank A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Serra Akçaoğlu'nu atadı. Citigroup bünyesine 2000 yılında katılan yeni ülke başkanı Serra Akçaoğlu, Genel Müdürlük görevini ve Yönetim Kurulu Üyeliğini de sürdürecek. Bu atama ile birlikte Akçaoğlu, Citigroup’un dünya çapındaki 6’sı kadın, 92 Ülke Başkanından biri oldu. Beş yıldır Citibank Türkiye’nin ülke başkanlığı görevini yürüten Steve Bideshi ise Trinidad & Tobago Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası için danışman olarak çalışacak. Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdikten sonra, 1986 yılında bankacılık sektörüne adım atan Akçaoğlu, 14 yıllık Manufacturer’s Hanover Bank; Chemical Bank ve Koçbank tecrübesinin ardından 2000 yılında Citibank’a Ticari Ürünlerden Sorumlu Bölüm Başkanı olarak katıldı. 2002 yılında Citi Türkiye ve İsrail Bölgesi Ticaret Finansmanı, Nakit Yönetimi ve Menkul Kıymet Saklamadan Sorumlu Bölüm Başkanlığı’na getirildi. 2005 – 2007 yılları arasında merkezi Londra’da bulunan Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Ticari Ürünler Bölge Başkanlığı’nı yürüten Akçaoğlu, bu pozisyonu sırasında 50 ülkedeki ticari finansman ve ticari ürünlerin bölgedeki stratejisi, yeni ürün geliştirilmesi, ve konumlanması sorumluluklarını üstlendi. 2007’de Türkiye'ye dönerek Citi Türkiye Ticari Bankacılık Başkanı olan; 2008 yılında Citibank Türkiye’nin ilk Türk Genel Müdürü olarak atanan Serra Akçaoğlu yeni görevinin yanı sıra Citibank A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliğini de yürütüyor.

Platin-Ağustos 2009

8 Temmuz 2009 Çarşamba

ICF AIRPORTS'A YENİ EŞ GENEL MÜDÜR ATANDI

Türk turizminin en önemli kapısı olma rolünü üstlenen ICF Antalya Havalimanı 2008 yılında 19 milyondan fazla yolcuya hizmet verdi. Bu büyük operasyonun işletmeciliğini yürüten ICF Airports’un Eş Genel Müdürlük görevine geçtiğimiz günlerde Fraport eski Viyana Havalimanı Yer Hizmetleri Genel Müdürü Alexander Laukenmann getirildi. 1973 yılında Almanya’da doğan Alexander Laukenmann, lisans eğitimini Almanya’da yüksek lisans eğitimini de İngiltere’de University of Nottingham’da tamamladı. Mezuniyetinin ardından 1994 yılında Commerzbank AG’de çalışmaya başlayan Laukenmann, 2000 yılında, 50 milyonu aşkın yolcusu ile Avrupa’nın en önemli havalimanı konumunda bulunan Frankfurt Havalimanı’nı işleten Fraport AG’ye geçti. 2007 yılına dek Fraport AG’de çeşitli yönetim kademelerinde görev yapan Laukenmann, 2007 yılında Fraport Viyana Havalimanı’nın Yer Hizmetleri Genel Müdürlüğü görevini sürdürdü.
Ferda Yakar ile birlikte ICF Airports Eş Genel Müdürlüğü görevini yürütecek olan Laukenman, Almancanın yanı sıra iyi derecede İngilizce, orta derede de Fransızca ve İspanyolca biliyor.
Temmuz 2009

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Altuğ Dönmez ERGOİSVİÇRE'nin genel müdürlük koltuğunda

Geçtiğimiz yıl ERGOİSVİÇRE ekibine katılan ve yaklaşık bir yıldır denetim grubu bölüm başkanlığını yürüten Altuğ Dönmez, ERGOİSVİÇRE Sigorta Pazarlama Limited Şirketi Genel Müdürü olarak atandı. 1967 doğumlu Altuğ Dönmez, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu. Lisans eğitiminin ardından Londra Cavendish College’da işletme sertifikası programını tamamlayan ve ardından Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı’nda muhasebe ve yöneticilik eğitimi alan Dönmez, sigortacılık kariyerine AGF Garanti Sigorta A.Ş’de başladı. Ardından AGF Garanti Group’ta iç denetim departmanı müdür yardımcısı olarak görev yapan Dönmez, 9 yıl Koç Allianz’da iç denetim müdürü olarak çalıştıktan sonra son olarak, 2008’den bu yana Türkiye’deki ERGO Grup Şirketleri'nin denetim bölümü direktörlüğünü yapıyordu.
Temmuz 2009

29 Haziran 2009 Pazartesi

Ericsson'un yeni başkanı Hans Vestberg oluyor

Ericsson Yönetim Kurulu, 1 Ocak 2010’dan itibaren geçerli olmak üzere, Hans Vestberg’i Başkan ve CEO olarak atadı. Hans Vestberg şu anda Ericsson’un CFO’su ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yapıyor. Vestberg, dünyanın en büyük dördüncü şirketi olan BP’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini kabul eden Carl-Henric Svanberg’in yerini alacak. 44 yaşındaki profesyonel Hans Vestberg, 1991 yılında İsveç Uppsala Üniversitesi İş İdaresi Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl Ericsson’a katılan Vestberg, Çin, İsveç, Şili, Brezilya ve ABD’de çeşitli uluslararası yönetim kademelerinde görev aldı. 2003’te Kıdemli Başkan Yardımcısı olan Vestberg, 2005’te Yönetim Kurulu Başkan Vekili, 2007’de ise CFO olarak atandı.
Haziran 2009

23 Haziran 2009 Salı

Capitol Ogilvy PR’da yeni bir dönem

İletişim sektörünün köklü halkla ilişkiler ajanslarından Capitol Ogilvy Public Relations'ın Genel Müdürlük görevini Emine Çubukçu üstlendi. İletişim sektöründeki 16 yıllık kariyerinde birçok reklam ajansında görev alan Çubukçu, yaklaşık 10 yıldır Amerika’da Aman and Associates stratejik iletişim danışmanlığı şirketinde çalışıyordu. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu olan ve İstanbul Üniversitesi’nden MBA derecesi bulunan Emine Çubukcu iş hayatına 1993 yılında başladı. Select-TBWA, Ajanstek ve Statu gibi reklam ajanslarında müşteri direktörü olarak çalışan Çubukçu, 2001 yılında Amerika Washington DC’de stratejik iletişim danışmanlığı yapan Aman and Associates’te müşteri grubu yöneticisi olarak görev yapmaya başladı. Burada çalıştığı yıllar süresince TNT, Lifetime Television, breastcancer.org, Lankeanu Hospital, Adalet Bakanlığı, mediamattersforamerica.org ve StartChange gibi marka ve kurumlara strateji geliştirme ve planlama, iletişim kampanyalarının yönetimi gibi hizmetler verdi. Çubukçu Capitol Ogilvy Public Relations’da üstlendiği yeni görevi ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Uzun bir süre yurtdışında deneyim kazandıktan sonra Türkiye’ye dönmek heyecan verici. Bu deneyime, özellikle de yerel başarısını uluslararası platformda ispatlayarak faaliyetlerini dünyanın en güçlü PR oluşumlarından birinin çatısı altında sürdüren Capitol Ogilvy Public Relations gibi alanında birçok ilke imza atan köklü bir ajansta devam etme imkanı bulduğum için de son derece mutluyum.”

Haziran 2009

Sezer Birgili, Baytur Onursal Başkan'ı...

Sezer Birgili, Çukurova Holding çatısı altındaki şirketlerden Baytur İnşaat'ın 'Onursal Başkanı' oldu... İstanbul Şişli'deki şirket merkezinde Çukurova Grubu'nun en eski çalışanı unvanıyla, Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet'in elinden kupasını alan Birgili, 1965 yılında Çukurova İthalat'ta işe başlamıştı. Ardından Çukurova Ziraat'te genel müdürlük görevini üstlendi ve 1980 yılında da Mehmet Emin Karamehmet'in yönlendirmesiyle genel müdür olarak Baytur'a geçti. Buradaki görevini de zamanla yönetim kurulu başkanı ve murahhas üye olarak sürdürdü. 74 yaşındaki Sezer Birgili, Mehmet Emin Karamehmet'in kendisine sunduğu kupa ile 29 yıldır emek verdiği Baytur'un 'Onursal Başkanı' oldu. Onursal Başkanlık pozisyonu genellikle şirketlerin sahiplerine ya da kurucularına verilen bir unvan... Sezer Birgili ise şirketin ne kurucusu ne de hissedarı. Bu nedenle, 'Onursal Başkan' unvanı Birgili için ayrı bir anlam ifade ediyor. Birgili, tören sonrasında duygularını şöyle ifade etti: "Benim bildiğim kadarıyla Türkiye'de ilk defa bir çalışan şirketine 'Onursal Başkan' oluyor. Bu ancak Çukurova Grubu'nda ve de Mehmet Emin Bey anlayışında bir patronla olabilir. Teşekkür etmek isterim ama bu, teşekkürün çok kifayetsiz kaldığı anlardan biri. Bu teşekkürün içinde heyecan, onur ve mahcubiyet var. 45 sene çok önemli bir zaman, bir insanın aktif hayatının neredeyse tamamı. Bu süreyi bu grupla birlikte geçirmekten gurur duyuyorum."
Akşam Gazetesi-Şenay Köşdere 23 Haziran

22 Haziran 2009 Pazartesi

Akın Kozanoğlu Sabancı’dan ayrıldı

8 Haziran günü Akın Kozanoğlu’nun Sabancı Grubu’ndan ayrıldığını öğrendik. Aynı gün Akbank'tan yapılan yazılı açıklamada, bankanın yönetim kurulu toplantısında, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Görevli Üye Akın Kozanoğlu'nun emekliliği nedeniyle boşalan yönetim kurulu üyeliğine Zafer Kurtul'un getirildiği; Kurtul'un, ayrıca Akbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Murahhas Üye olarak görevlendirildiği de belirtildi. Zafer Kurtul'dan boşalan Akbank Genel Müdürlüğü görevine de Akbank Kurumsal ve Ticari Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Vekili Ziya Akkurt getirildi. Bu ani gelişmelerin ardından 10 Haziran akşamı Akın Kozanoğlu, ekonomi basınına bir yemek daveti vererek; Sabancı Grubu’ndan sonraki kariyer yolculuğuna Ergo Grubu’nda devam edeceğini açıkladı. Dile kolay tam 33 yıl! Bu uzun süreçte Bimsa, Akbank ve Sabancı Holding’de farklı üst düzey pozisyonlarda önemli görevler alarak geçirmiş bir profesyonel olan Kozanoğlu, yeni görevinden çok Sabancı’dan ayrılış nedenleriyle ilgili sorularla karşılaştı. Son olarak holdingde finansal hizmetler grup başkanı olan Kozanoğlu yemek boyunca tüm ısrarlara rağmen Sabancı Holding ile ilgili sorulara yanıt vermenin doğru olmayacağı söyledi. Gruptan ayrılışını kariyer anlamında yeni heyecan arayışına bağlayan Kozanoğlu, Ergo Türkiye CEO’su olarak sigorta sektöründe kariyerine devam edecek. Akın Kozanoğlu, Zafer Kurtul ve Ziya Akkurt’a yeni görevlerinde başarılar diliyoruz.
Platin Dergisi 2009 Haziran

Akbank'ta Ziya Akkurt Dönemi

Haziran ayı itibariyle Akbank'ta yeni bir dönem başladı. Akbank'ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Görevli Üyesi Akın Kozanoğlu'nun emekliliği nedeniyle boşalan yönetim kurulu üyeliğine uzun yıllar Akbank Genel Müdürü olarak görev yapan Zafer Kurtul getirildi. Zafer Kurtul, ayrıca Akbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Murahhas Üye oldu. Zafer Kurtul'dan boşalan genel müdürlük görevine ise Akbank Kurumsal ve Ticari Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Vekili Ziya Akkurt getirildi. 1961 yılında Diyarbakır'da doğan Akkurt orta öğretimine Diyarbakır Anadolu Lisesi'nde başlayıp Ankara Anadolu Lisesi'nde tamamladı ve ve 1983 yılında ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden mezun oldu. İş hayatına 1983 yılında İnterbank’ta MT olarak başlayan Akkurt, 1989 kadar Kredi ve Pazarlama, Yurtdışı Pazarlama görevlerinde bulundu. Akkurt, 1989-1991 yıllarında BNP-AK-Dresdner Bankası'nda Pazarlama Müdürü, 1991-1996 yılları arasında da Osmanlı Bankası ve Banque Paribas/Paris'te Finansal Kuruluşlar Pazarlama ve Ülke Kredileri Sorumlusu olarak çalıştı.
Akkurt, Akbank'a 1996 yılında Kurumsal Bankacılık Bölüm Müdürü olarak katıldı ve 1997 yılında Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonuna yükseldi. 2001 yılında başlatılan Yeni Ufuklar Değişim Projesi’nde aktif olarak görev alan Akkurt, Ticari Krediler, Ticari ve Kurumsal Bankacılık ve Proje Finansmanları Bölümlerini yeniden yapılandırma sorumluluğunu yürüttü.
Geçen yıl Ak Yatırım Menkul Değerler'e Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak atanan Akkurt, Genel Müdürlük pozisyonuna getirilmeden önce 2009 yılı Nisan ayından bu yana Kurumsal ve Ticari Bankacılık'tan sorumlu Genel Müdür Vekili olarak çalışıyordu.
Akkurt, aynı zamanda, 1996-2008 yılları arasında sırasıyla BNP-Ak-Dresdner Bank, BNP-Ak-Dresdner Finansal Kiralama şirketlerinde kredilerden sorumlu yönetim kurulu üyeliği, 2006-2008 yılları arasında ise Akbank A.G./Almanya yönetim kurulu üyeliği görevlerinde de bulundu.
Haziran 2009

Akenerji’nin Finans Grup Müdürü Özge Özen


Türkiye’nin en büyük özel sektör elektrik üreticilerinden Akenerji’de, Finans Grup Müdürlüğü görevine Özge Özen getirildi. TSKB’nin Finansal Analiz ve Kurumsal Finansman Departmanları’nda 9 yıl görev alan Özen son olarak, Körfez Bölgesi’nin önde gelen yatırım bankalarından biri olan SHUAA Capital’in Türkiye iştiraki Orion Investment’ta Kurumsal Finansman Departmanı’nın kurulması ve faaliyete geçirilmesinde önemli sorumluluklar üstlenmişti. Özen, finansal analiz, yatırım bankacılığı ve kurumsal finansman alanlarındaki zengin bilgi ve deneyimini, yeni dönemde, enerji sektöründe global oyuncu olma hedefiyle faaliyet gösteren Akenerji için aktive edecek. Akenerji’de Finans Grup Müdürü olarak göreve başlayan Özge Özen, 1998 yılında Boğaziçi Üniversitesi İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden, mezun oldu. Kariyerine Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nda (TSKB) Finansal Analiz Departmanı’nda Uzman Yardımcısı olarak başlayan Özen; Türkiye’nin en büyük 500 firması içinde yer alan 150’den fazla firmanın yatırım projelerinin detaylı ve sistematik bir biçimde incelenmesi, holding şirketlerinin operasyonlarının ve iştiraklerinin yeniden yapılandırılması konularında sorumluluk üstlendi.
Haziran 2009

19 Haziran 2009 Cuma

Naile Kaynak Pensa İlaç'ta

Türkiye ilaç pazarına yatırım yapan ilk ve tek İspanyol ilaç firması olan Pensa İlaç Türkiye’de yapılanmasını sürdürüyor. Şirketin haziran ayı itibariyle yeni insan kaynakları yöneticisi Naile Kaynak... 1975 istanbul doğumlu olan Kaynak, 1997 yılında A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi'nden mezun oldu ve Marmara Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi'nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Profesyonel iş hayatına 2000 yılında EVYAP İK Departmanı'nda yönetici olarak başlayan Kaynak, 2007-2008 döneminde dil eğitimi için UCLA' ya gitti. EVYAP'tan sonra bir süre Uzel Makina'da eğitim ve gelişme yöneticiliği yapan Naile Kaynak haziran ayında sektör değiştirmeye karar vererek Pensa İlaç'a geçti.
Haziran 2009

17 Haziran 2009 Çarşamba

Zeynep Silahtaroğlu Baykal FETOB Yönetim Kurulu Başkanı

Türk turizmine en etkin şekilde hizmet vermek için çalışan FETOB (Fethiye Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği), Lykia Group’un Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Silahtaroğlu Baykal’ın liderliğinde faaliyetlerine devam edecek. Üç yıl boyunca başkanlık görevini yerine getirecek olan Zeynep Silahtaroğlu Baykal, 1980’li yıllardan bu yana yatırımları ve yarattığı katma değerle turizm sektörüne adını yazdıran bir grubun yönetim kurulu üyesi... “Lykia Grup olarak, Fethiye, Antalya, Kapadokya ve İstanbul'daki tesislerimizle yaklaşık çeyrek asırdır Türk turizminin nabzını tutuyoruz” diyen Baykal, bu deneyim ışığında öncelikle Fethiye’nin tüm dünyada tanınması için çalışacağını söylüyor.
Haziran 2009

16 Haziran 2009 Salı

B’IOTA Laboratuvarlarında Görev Değişikliği

2008 yılından itibaren B’IOTA Laboratuvarları’nın Türkiye Pazarlama Direktörü olarak görev yapan Azmi Arslan, şirketin Global Pazarlama Direktörlüğü’ne atandı. Yaklaşık 25 yıllık çalışma hayatında pazarlama, satış, uluslararası ilişkiler, gelişmekte olan ülkelerde pazarlama, perakende, pazarlama odaklı ve verimli şirket ve organizasyon yönetimi, bütünleşik iletişim konularının yanı sıra koçluk, liderlik ve ekip çalışmaları konularında deneyimli olan Arslan, 2009 yılı Haziran ayından itibaren B’IOTA Laboratuvarları’nda Global Pazarlama Direktörü olarak görev yapacak. 1962 doğumlu olan Azmi Arslan, Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü’nden 1986 yılında mezun oldu. Arslan, sırasıyla Philips, Colgate-Palmolive, DHL, Kodak ve Ülker Gıda’da pazarlama ve satış gruplarında üst düzey yönetici olarak çalıştıktan sonra, Yalçınlar Fotoğrafçılık ve Elektronik’te Genel Müdür olarak çalıştı. Arslan, 2008 yılından bu yana B’IOTA Laboratuvarları Türkiye Pazarlama Direktörlüğü görevini yürütüyordu. B’IOTA Laboratuvarları Global Pazarlama Direktörlüğü’ne terfi eden Azmi Arslan, iyi derecede İngilizce biliyor.
Haziran 2009

Ahad Afridi Yıldız Holding'de

Ülker markasını da bünyesinde barındıran ve yeni atamalarla yönetim kadrosunu güçlendiren Yıldız Holding’de, pazarlama başkanlığına Ahad Afridi atandı. Afridi, Central College’de aldığı İşletme lisans eğitiminin ardından 1988 yılında American Graduate School of Global Management’ta Uluslararası İşletme MBA programını tamamladı. 1995-1998 yılları arasında Pepsi Cola Dubai’de Kıdemli Pazarlama Müdürü, 1999-2002 yılları arasında Frito-Lay’de Uluslararası Pazarlama Direktörü, 2003-2005 yılları arasında Pepsi Cola – Kuzey Amerika’da Yeni Ürünler ve Ambalaj’dan sorumlu Pazarlama Başkan Yardımcısı ve son olarak 2006-2009 yılları arasında yine Pepsi Cola – Kuzey Amerika’da Su Kategorisi’nden sorumlu Pazarlama Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
Haziran 2009

Osman Duman, Karel üst yönetiminde

Karel üst yönetimde yeni bir yapılanmaya giderek Osman Duman’ı Genel Müdür Yardımcısı olarak atadı. Yeni oluşturulan bu pozisyonda Duman, şirketin stratejik planlama, ürün yönetimi ve iş geliştirme alanlarında liderlik üstlenecek. Sektör deneyimini 1985'ten bu yana ABD’de sürdüren Duman, 2002 yılında katıldığı Ulticom'da pazarlama ve satıştan sorumlu genel müdür yardımcısı ve CMO pozisyonunda görev yaparak şirketin sinyalizasyon alanında dünya pazarında bir numara olmasına öncülük etti. Kurucu genel müdür yardımcılarından olduğu softswitch üreticisi MassMedia Communications'in Lucent Techologies tarafından 1998'de satın alınmasını takiben; Osman Duman dört yıl süreyle Lucent bünyesinde softswitch/VoATM ürün gurubunu yönetti. Duman 1985 ve 1997 yılları arasında Motorola, GTE, Alcatel ve NewNet'de yönetici ve mühendis pozisyonlarında bulundu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden Elektrik Mühendisliği Lisans ve Bilgisayar Mühendisliği Yüksek Lisans dereceleri sahibi olan Osman Duman, Massachusetts Institute of Technology, Sloan School'da da Executive MBA programını bitirdi.
Haziran 2009

13 Haziran 2009 Cumartesi

Alper Can Bulcum, bu ödülü alan ilk Türk

Merkezi Abu Dhabi’de bulunan Ortadoğu’nun en büyük otel zincirlerinden Rotana Hotels bünyesindeki Dubai Burjuman Rotana’ nın Türk Genel Müdürü Alper Can Bulcum, The American Academy of Hospitality Sciences tarafından verilen 'Dünyanın en iyi otelcilerinden biri' ödülüne layık görüldü. Turizm dalında verilen en saygın ödüllerden biri olarak kabul edilen ödülü, günümüze kadar dünya genelinde sadece 50 kişi almaya hak kazandı. Ödül için Star Diamond Ödülü olan iki otelde genel müdür olarak çalışma kriterine fazlasıyla uyan Bulcum, bu yıl 150 aday arasından sadece 9 kişiye verilen ödülü almaya hak kazandı. 23 yıllık otel tecrübesi ile dünyanın farklı ülkelerinde farklı pozisyonlarda görev alan Alper Can Bulcum, 1970 yılında Istanbul’da doğdu. 15 yaşında Etiler Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesindeyken stajyer olarak is hayatına başlayan Bulcum, Hacettepe Üniversitesi otel işletmeciliğinin ardından Cornell University’de Gelir Yönetimi ve Stratejik Pazarlama konusunda eğitim aldı. Alper Can Bulcum;The Marmara İstanbul ve InterContinental Almaty’de Genel Müdürlük, Madinat Jumeirah Dubai de Gelirler Direktörlüğü, Park Hyatt Bakü’de Odalar Bölum Direktörlüğü, Ritz-Carlton Bahrain ve Ritz Carlton İstanbul’da Gelirler Direktörlüğü pozisyonlarında çalıştı. Bulcum halen, merkezi Abu Dhabi’de bulunan ve Ortadoğu’da oldukça tanınan Dubai Burjuman Rotana ’ da Genel Müdür olarak görev yapıyor.
Haziran 2009

9 Haziran 2009 Salı

Markom Leo Burnett’in Yeni CEO’su Ahmet Akın

Markom Leo Burnett’in CEO’luk koltuğundaki yeni isim Ahmet Akın… Emekliye ayrılan CEO Meral Akyel’in yerine geçen Akın, son olarak TBWA\Istanbul Başkan Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürütüyordu. Perakende sektöründe tecrübeli bir isim olan Akın, önce Beymen’de, sonra yerli ve uluslararası perakende projelerinden sorumlu olduğu AK’S Perakende Danışmanlık’ta çalıştığı dönemlerde perakende yönetimi ve tüketici davranışı konusunda uzmanlaştı. Akın’ın kariyerinin reklam sektöründe devam eden bölümü ise Güzel Sanatlar Saatchi & Saatchi’de başladı. Akın, TBWA’de geçirdiği 9 yıl boyunca bankacılık, telekomünikasyon, otomotiv, medya, dayanıklı tüketim, hızlı tüketim, sigortacılık ve internetin yer aldığı çok sayıda sektörde deneyim kazandı. Ahmet Akın, yeni göreviyle ilgili olarak: “Leo Burnett’in CEO’su olarak görev almak benim için onur verici olduğu kadar heyecan verici. Leo Burnett’in tüm dünyada reklam verenlere sunduğu önemli bir değer olan HumanKind modeliyle ve dijital alanda atacağımız adımlarla, Leo Burnett Türkiye’de yeni bir dönemi başlatmak üzere görev alıyorum. Bireysel denemelerle değil, takımlarla başarıya ulaşılan bu sektörde; yetenekli olduğu kadar, sürekli gelişime inanan, ve enerjisi yüksek bir ekiple çalışacak olduğum için de kendimi çok şanslı görüyorum.” diyor. Alman Lisesi mezunu olan Akın, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra ABD’de University of Rochester, Simon Business School’da MBA yaptı.
Platin Dergisi -Haziran 2009

3 Haziran 2009 Çarşamba

Hiroki Takemura artık misafir değil


Tartışılmaz çekiciliğiyle, 15 yıldır İstanbul’un en seçkin mekânlarından biri olan Sunset, misafir şef olarak hizmet aldığı Hiroki Takemura'yı Haziran ayı itibariyle sürekli olarak bünyesine kattı. Uluslararası mutfağın yanı sıra suşi ve sashimileriyle Japon mutfağının farklı tatlarının sunulduğu mekânın deneyimli Japon şefi Takemura, Robert De Niro'nun da ortağı olduğu Nobu'nun master şefi... Takemura'nın stili ise 'New Japanese Cuisine'...
Dünyanın en güzel manzaralı Sushi Barı sağlıklı yaşamak isteyen ve Uzak Doğu mutfağını sevenlere cumartesi ve pazar öğlenleri hariç, her gün hizmet veriyor.
Sunset'in mahzenine değinmeden geçmemek gerek! Mahzende Avustralya'dan Güney Afrika'ya, Şili'den Arjantin'e ve Amerika'dan Türkiye'ye uzanan geniş bir coğrafyadan seçilmiş birbirinden özel şaraplar yer alıyor. Restoranın özel Kav’ında Petrus, La Tache, Chateau Latour, Sassiccaia, Opus One ve Chateau d'Yquem gibi dünyanın en seçkin şaraplarını bulmak mümkün.

22 Mayıs 2009 Cuma

NURİ TÜMBEK 50 YILINI BU KİTAPTA TOPLADI

İnşaat Mühendisi olarak geride bıraktığı 50. yılını kutlayan Yüksek İnşaat Mühendisi Nuri Tümbek, hayat ve iş tecrübelerini “Hayallerimi İnşa Ettim - Nuri Tümbek’in İnşaat Mühendisliği’nde 50. Yılı” isimli kitapta topladı. Yarım asırlık inşaat mühendisliği tecrübesini İnşaat Mühendisleri Odası’nın “Türkiye Mühendislik Haberleri” dergisinde yıllarca okuyucularla paylaşan Tümbek, değerli makaleleri ile iş ve özel yaşamındaki kişilerin görüşlerini bu kitapta buluşturdu. Kitabın satışından elde edilecek tüm gelir, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile işbirliği içinde Mersin’deki kız çocuklarının eğitimi için kullanılacak. Tümbek’in kitabında yakın aile üyelerinin ve kızı METRO Group Türkiye Temsilcisi Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun duygusal yazılarının yanı sıra, iş yaşamında birlikte çalıştığı TEKFEN Holding’in Kurucusu Nihat Gökyiğit, Torunlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, Akmerkez Genel Müdürü Zeynep Oral Akdilli, ve Mimar Sevgül Eroğlu Kayseriligil gibi isimlerin de Nuri Tümbek’e dair kaleme aldıkları değerli yazıları da bulunuyor.
Akşam Gazetesi- Oya Yaliman 2009

CAN KIRAÇ’TAN TAVSİYELER

Çok uzun yıllar Türk otomotiv sektörüne hizmet veren Can Kıraç’ın gençlere tavsiyeleri var. Günümüz koşullarını çok rekabetçi bulan Kıraç, gençlerin ukalalığa kaçmadan ne istediklerini iyi ifade etmeleri gerektiğini düşünüyor. Ukalalığa kaçan tavır sergileyen pek çok gençle karşılaştığını söyleyen Kıraç: “2000’li yıllarda işveren durumundaki kurumlarda yurtiçi ve yurtdışı rekabet geliştiği için iyi yetişmiş gençler tercih ediliyor. İyi yetişmek bana göre meslek sahibi olmak, 2 dili çok iyi bilmek ve bilgi teknolojilerine hakim olmak demek. Ne yazık ki günümüzde yeni neslin ‘bana özel araba ve cep telefonu tahsis edecek misiniz?” gibi sorularına şahit oldum. Ne istediğini bilen gençlere güvenmek gerek ama bazen aşırıya kaçıyorlar. Dengeli ve dikkatli olmaları lazım..”. Kendine güvenen gençlere asla teslim olmamalarını öğütleyen Kıraç’a göre fizyonomiye her zaman dikkat etmek, ve anadile vakıf olmak çok önemli. Birçok umut bağladığı gencin kendi diline vakıf olmadığını, kendini yeterince ifade edemediğini görüp hayal kırıklığı yaşadığını anlatan Kıraç, “Bizim zamanımızda Vehbi Bey iki yerde tutunamayanı işe almayın derdi ama bugün dengeler değişiyor galiba. Gençler ümitsizliğe kapılmadan direnmeliler” diyor.
Platin Dergisi 2004

BERNAR NAHUM ANLATIYOR...

Otomotiv sektörünün duayenlerinden Bernar Nahum, Can Kıraç’ın Koç Grubu’na girişi hikayesini şöyle anlatıyor: “Can’ın babası Ali Numan Kıraç ile Marshall Planı tebliğlerini hazırladığımız sırada Can Ankara Üniversitesi ’nde okumaktaydı. Bir gün Numan Bey bana Can’ın fakülteyi bitirmek üzere olduğunu on küsür yıl önce kendisine vermiş olduğum sözü yerine getirip getiremeyeceğimi sordu. Ben de cevaben: ‘Can çok popüler bir sima oldu. Türk Milli Talebe Federasyonu Başkanı sıfatını taşıyor. Bu durumda bir şirkete memur olarak girmek isteyeceğinden pek emin değilim...’ O yıllarda bir şirket sorumlusu zamanının yarısını ticaret bakanlığı koridorlarında geçirirdi. İşte gene böyle bir durum ortaya çıkmıştı. Ticaret Bakanı’nın özel kalem müdüründen bakanın beni kabul etmesini rica etmiştim. Özel kalem müdüründen o gün için bunun imkansız olduğunu bakanın Can Kıraç başkanlığında Talebe Federasyonu heyeti ile görüşmekte olduğunu ve görüşmenin uzun süreceği cevabını almıştım... Ben koridorda biraz daha dolaştıktan sonra, bakanlıktan ayrılırken yanıma çok yakışıklı bir genç yaklaştı: “Siz Bernar Nahum değil misiniz?” diye sordu. “Evet” cevabını verdim. O da “Ben Can Kıraç’ım” dedi. Bu kadar yıldan sonra kendisini tanıyamamam çok normaldi. “Sen çok yükselmişsin bakandan aşağısıyla görüşmezsin” dedim. “Siz bunlara bakmayın, yakında sınavlarım bittikten sonra öğrencilik hüviyetimi kaybederim. Bugün gösterilen ilgi unutulur gider” diye cevap verdi. Can hoşuma gitmişti! “Sınavlarını ver, diplomanı al ve derhal bana gel” dedim. Can Kıraç 29 Ağustos 1950 günü otomotiv şubesinin ziraat makinaları kısmında işe başladı. Tam hasat zamanı olduğundan teknisyenlerimiz tarlada biçer döverlerin tamir ve bakımıyla meşguldüler. Can’a da tulum giydirerek, yanına bir makinist verdim ve tarladaki çalışmalarda yardımcı olmasını istedim. İtirazda bulunmadan görevi kabul etti... Böylece 37 yıl Can’la beraber çalıştık....
Platin Dergisi 2004

“40 YAŞIMDA GENEL MÜDÜR OLMAYI PLANLAMIŞTIM, BAŞARDIM”

Diana MİSİM FINDIKOĞLU/Koç Bryce Genel Müdürü
IBM Türk’te Satış Temsilcisi pozisyonuna ilişkin geçirdiğimiz sınav ve sözel görüşmeler sonrasında dönemin Genel Müdürü Miray Tekelioğlu ile yaptığımız görüşmeyi unutamam. Kişisel gelişimimde önem verdiğim çalışmaları ve kişisel değerlerimi, iş hayatı, özel hayat ve sosyal sorumluluk anlamında misyonlarımı ortaya koyduğum pozitif geçen bir görüşmenin sonunda; Tekelioğlu: “Neden sizinle çalışalım, bizi ikna edin” dediğinde: “Teknoloji sektöründe dinamizm, rekabet, yenilik ve gelişmelere açık olmanın beni çok heyecanlandırdığını ve buna çok uygun olduğumu; Çalıştığım kurum için değer bilmek ve değer yaratmak’’ yönünde hareket etmenin benim için çok önemli olduğunu, hedefi belirleyip, başarmaya odaklandığımı ve hiçbir şart altında pes etmediğimi” söylemiştim. “Peki geleceğe ilişkin kariyer hedefiniz nedir?’’ dediğinde “Karşımdaki koltuğun görev ve sorumluluklarını üstlenmek istiyorum” demiştim. ‘O koltukta oturan Miray beyin kendisi idi’. Ben, 25 yaşımda hayatımda yapmak istediğim işi yapıyor olmayı hedeflemiştim. 30’umda müdür, 35’imde genel müdür yardımcısı, 40’ımda genel müdür olmayı ve asıl önemlisi taşıdığım sıfattan ziyade bu sorumlulukları üstlenmeyi planlamıştım. Ekibime liderlik etmeyi, stratejik planlar yapmayı, başarmak için savaşmayı, zorluklarda karamsar olmamayı, pes etmemeyi, şirketime değer katarak, sektörde başarılı çalışmalar gerçekleştirmeyi hedeflemiştim ve başarıyorum. Koyduğunuz hedefi nasıl oldurabileceğimize odaklanmak en önemli başlangıç noktası diye düşünüyorum.”
Platin Dergisi 2004

“MC DONALD’S'TA EN İLGİNÇ İŞ GÖRÜŞMEMİ YAŞADIM”

Sadi FANSA/Mc Donald’s Türkiye eski Genel Müdürü
Borusan Elektronik A.Ş.’de Genel Müdürlük yaptığım yıllardı. 1989 yılının sonlarında, McDonald’s’ı Türkiye’ye getiren 20 yıllık yakın arkadaşım Ali Vardar, aklımı çeldi ve bana McDonald’s Satınalma Müdürlüğü görevini teklif etti. Profesyonel iş hayatım işte bu noktada bir dönüm noktasına geldi. O yıllarda McDonald’s, Türkiye’de yeni organize oluyordu.Taksim’deki ilk restoranın daracık müdür odası, aynı zamanda şirketin idare merkeziydi. Borusan’da sahip olduğum geniş, rahat, modern ve şatafatlı Genel Müdür odasından sonra, bir restoranın daracık odasında iş görüşmesi yapmak beni çok şaşırtmıştı. Bana ülke satın alma müdürlüğü teklif etti. O dönemde üç adet McDonald’s restoranı vardı ve ürün çeşitliliği de azdı. Ali’ye dönerek şunu dedim, “Bu kadar az ürün için bir müdüre ihtiyacın yok, ben Borusan’dan arta kalan zamanımda, 1-2 saat uğrar sana yardımcı olurum.” 1980’lerin Türkiye’sindeki gıda güvenliği anlayışının, uygulamalarının, yaptırımların ve denetimlerin ne seviyede olduğunu gördükçe, Türkiye’de yapılacak işin ne kadar büyük ve zor olduğunu anladım. Arkadaşının ricasını kıramayıp 1 Mayıs 1989 tarihinde McDonald’s’ta çalışmaya başladım. Bir iki saatte yapılır dediğim işi için yıllardır gece yarılarına kadar çalışıyorum.
Platin Dergisi 2004

“GENÇLİĞİNİZİ KEYİF ALACAĞINIZ İŞE YATIRIN”

Murat ÖZTEZEL/Netron Bilgi İletişim Teknolojileri (NBİT) Direktörü
İlk iş mülakatımı İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği’nden mezun olacağım sene Gümüşsuyun’daki okulumuzun karşısında bulunan Rabak Bakır İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirdim. Firmayı pek araştırmamıştım doğrusu. Kariyerime başlamak için ne kadar önemli bir adım attığımı çok sonraları farkettim. Her iş yeri çalışılmadan önce elde ki imkanlarla mutlaka araştırılmalı. Rabak'a gidinceye kadar benim tek profesyonel iş tecrübem her yaz çok severek yaptığım mecburi stajlarımdı. Fabrika tozu çok yutmuş; ancak ofis kültürü almamış biri olarak, mülakat boyunca hayatımın geri kalanını şekillendirecek bir şey fark ettim. Ben ofiste sürekli çalışabilecek bir kişi değildim. Bu yüzden kendime ticaret ve koşuşturma gerektiren işleri seçtim. Bir dönem yurtdışında dünyanın sayılı bankalarından birisinde çalıştıktan sonra ofis insanı olmadığımı kesin olarak anladım. Şu an kendi işimi yapıyorum. Gençlere tavsiyem, her ne olursa olsun bugününüzün, yarınınıza doğru çizdiği çizginin bir ucu olduğunu unutmayın. Bu çizgiyi ne kadar bükebilseniz de çizginin en kısası ve düz olanı sizin için en doğru olanıdır. Bu nedenle en düzünü tercih edebilmek için bugün başvurduğunuz işi benden çok daha iyi araştırın. Sektörünüze iyi karar verin ve kesinlikle kendinizle inatlaşmayın. İdeal olana değil keyif alacağınız işe yatırın gençliğinizi...
Platin Dergisi 2004

“CV’LER AYNI OLURSA GENÇLER NASIL FARK YARATACAK?”

Hulusi DERİCİ /Marka İletişim- Başkanı ve Yaratıcı Bölüm Başkanı
Grafik tasarım bölümünde öğrenciyken, zorunlu stajım için ilanlara bakıyordum. Esin Ajans'la telefonla görüştüm, ‘tamam’ dediler. Ön görüşmeye en beğendiğim otuz tane yerli, otuz tane yabancı reklam hakkındaki yorumlarımı yazdığım klasörümü götürmüştüm. 1979 yılında okulu bitirince Günaydın Gazetesi'nin ilanına başvurdum. O dönemlerde CV hazırlanmıyordu pek. Görüşmeye gittim çok şık bir bey, bir kağıt uzattı önüme ve “bunu doldurun” dedi. "Tamam ama lütfen siz de benim sorularıma yanıt verin" dedim. Benim bu tavrım ilginç geldi galiba? Ben ilk iş görüşmesi yaptığım kişi tarafından işe kabul edildim. Mülakatta kendimden ve işi istediğimden emindim; ben de sorular sormuştum. Sorularımla da etkilediğimi düşünüyorum karşı tarafı. Bugün yeni nesil çocuklara yanlış şeyler öğretiliyor. ‘CV böyle yazılır, şöyle yazılır’ deniyor. Hiç anlayamıyorum, aynı okullardan mezun, aynı özelliklere sahip başarılı o kadar çok genç var ki CV yazma şekilleri de aynı olunca nasıl farklılaşacaklar birbirlerinden? Size bir örnek vereyim, bu sektörde deneyimsiz bir bankacıyı, reklam yazarı olarak işe almıştım. Çok etkileyici ve net bir mektupla başvurmuştu. Davet ettim. “Bankacılıktan sonra bu işe hazır mısın, emin misin?” diye sordum. “Evet” dedi. İşte o kişi, Tuğbay Bilbay şimdi Leo Burnett 'in creative direktörü. Gençler iş başvurularında fark yaratabilmeyi başarmalılar.

Platin Dergisi 2004

“RED CEVABI HAYATIN SONU DEĞİLİR”

Şaban ERDİKLER/ Erdikler Yeminli Mali Müşavirlik Genel Müdürü
Benim mülakat yapmak şansım olmadı burslu okuduğum için Maliye Bakanlığı'nda göreve başlamıştım. Bilahare sınavla Maliye Müfettişliğine başladım. Arthur Andersen'e geçişim sırasında da gerçek bir mülakat yerine sadece hoş bir sohbet görüşmesiyle yetinmişlerdi. Ancak işveren olarak birçok mülakatı gerçekleştirmemden ötürü masanın öbür tarafında çok bulundum. Benim için adayın kendine güveni, güler yüzlü olması, analitik düşünme becerisi, kendini yalın ve doğru ifade etmesi, bütün bunların üstünde vizyoner bir tutum sergilemesi çok önemli olmuştur. İşe kabul edilmek için müracaat etmiş adayın kendisi hakkında söylediklerinin ne kadarının gerçek ne kadarının kendisinden böyle bir cevap beklendiği düşüncesiyle söylemiş olduğunu ayırt etmeye çalışırım. Şayet aday sadece biran önce bir işe girip çevresine karşı artık bir yetişkin olduğunu ispat için müracaat etmişse başlangıçta pek ortaya çıkmayan üzerinde durulmayan hususlar kısa sürede hem çalışan hem kurum bakımından mutsuzluk nedenleri oluşturuyor.Gençlere önerim samimi, açık ve dürüst olmalarıdır. Belli bir işe için red almak hayatın sonu değildir. Her gün yeni fırsatlar, yeni trendler ortaya çıkmaktadır.
Platin Dergisi 2004

“HAK ETMEDEN BİRŞEY İSTEMEYİN VE ASLA PES ETMEYİN”

Altan DEMİRDERE/ Sanovel İlaç Genel Müdürü
Eczacı olan rahmetli annem 1977 yılında Eczacılık Fakültesi ikinci sınıfına geçtiğimde yurtdışında bir ilaç firmasında staj yapmam için ısrar etti. İsviçre’deki üç ilaç firmasının genel merkez adreslerini ilaçlarının prospektüslerinden bulup, 'Araştırma & Geliştirme' bölümlerinde staj yapmak istediğimi yazdım. Türkiye'den yaptığım staj başvurusu enteresan gelmiş olacak ki, Sandoz firması stajımı kabul etti. Basel'e gittiğimin ertesi günü Dünyaca ünlü Farmasötik Teknoloji Profesörü Heinz Sucker’la tanıştırıldık. Çıkarken; 'Buraya gelmekten çok mutluyum, İnşallah seneye de gelirim' dedim. Profesör; 'Bu sene gelmeniz bile büyük bir şans. Biz aynı öğrenciyi iki defa almayız. Farklı öğrenciler alırız ki, bizi ve yaptıklarımızı mümkün olduğunca çok kişi tanısın Dünyada' dedi... Ben ve diğer üç stajyer çok üzülmüştük.Bunu takip eden üç ay boyunca diğer stajyer arkadaşlar 'Nasılsa bir daha kabul etmeyecekler' diye çok rahat bir çalışma temposuna girdiler. Ama ben 'Sadece bir kere gelebileceğim, öğreneceğimin maksimumunu öğreneyim' diye gece-gündüz çalıştım. Vedalaşmak için Profesörün karşısına dizildik. Herbirimizin elini tek tek sıktı. Tam dışarı çıkacakken 'Bay Demirdere siz biraz kalın' dedi. Diğer arkadaşlar çıkınca 'Seneye ne zaman geleceksiniz?' diye sordu. Çok şaşırmıştım!! Ve bana; 'Çalışmalarınızdan çok memnun kalmışlar. Ama size ders olsun, asla hak etmeden bir şey istemeyin ve ama asla da pes etmeyin' dedi. Öğrenciliğim sırasında üç yaz stajımı da Profesörümün yanında yaptım. Daha sonra da bana Basel Üniversitesi 'nde Sandoz'dan burslu doktora imkanı tanıdı... Tüm iş hayatım boyunca bu aldığım ilk ders bana en önemli ilke oldu.
Platin Dergisi 2004

“ASLINDA SES MÜHENDİSİ OLMAK İSTİYORDUM”

Ömer DORMEN /Castrol Ortadoğu ve İran Satış Müdürü
İlk iş mülakatım çok kısa ve öz oldu. Aslında mülakat bile demek pek doğru olmaz.... Henüz üniversiteye girmeden ve tam olarak ne yapacağıma karar vermeden önce, yaz tatili için Türkiye'de olduğum bir gün, ailemizin de ortak olduğu Türkpetrol şirketinden Varol Dereli beni yemeğe davet etti. Bu yemek sırasında bana planlarımı sordu...Ben de ona aslında ses mühendisliği gibi bir konuyu düşündüğümü ve halen okumakta olduğum Ingiltere'den Amerika'ya transfer olmak istediğimi anlattım. Türkpetrol'un ailenin genç nesillerine ihtiyacı olduğunu ve beni bir an önce İstanbul'da görmek istediğini söyledi. Bana Turkpetrol'u, firmanın büyüme hedeflerini ve 1980'li yılların Türkiye'sini detaylı olarak anlattı. O günden tam dört sene sonra Turkpetrol'de işe başladım ve 12 sene o bünyede çeşitli görevlerde büyük bir zevkle çalıştım.
Platin Dergisi 2004

“CV YAZMAM GEREKTİĞİNİ BİLE BİLMİYORDUM”

Cem SOYSAL/Fujitsu Siemens Eski Genel Müdürü
İTÜ İnşaat Mühendis'liğinden 1987 yılında mezun oldum. Benim ilk iş görüşmem şirketin patronuyla ve torpille oldu açıkçası. Aydın Koray Bey, babamın arkadaşıydı ve o yıllarda Koray İnşaat Yapı Kredi Plaza'yı yapıyordu. İnanın CV yazmam gerektiğini bile bilmiyordum. Görüşmeye giderken bir fotokopicide gayet amatörce elle yazdım bir şeyler. 1989 yılında Amerika'ya master yapmaya gittiğimde CV hazırlamak üzerine workshoplar düzenlendiğini gördüm; pek çoğuna katıldım ve danışmanlık aldım. Ben ilk aşamayı çabuk geçtim ama öğrencilik yıllarımda Ceylan gibi büyük firmalarda stajlarım da olmuştu. Görüşmede iş başvuru bilincim olmamasına rağmen kendimi içgüdüsel olarak iyi ifade ettim. Karşı tarafa kabiliyetlerimi ve bilgimi kısa, net ve ikna edici bir şekilde aktararak işe girme şansını yakaladım. Bugün çok etkilendiğim ve çok kızdığım hiç beğenmediğim CV'ler önüme geliyor. Gençlere önerim imlaya, anlama ve içerikteki detaylara dikkat etmeleri. CV'nin formatı anlaşılır ve temiz olmalı. İnternet gibi bir mecra var gençler şablonları araştırsan, en iyisini öğrensinler ve unutmasınlar ki yazdıkları yalanlar mutlaka ortaya çıkar. Çünkü ön görüşmede eğitimle ilgili her tür doküman noterden tasdikli şekilde istenir.
Platin Dergisi 2004

“MÜLAKATA HAZIRLIKLI GİTMEK ŞART”

Emre SAYIN /Turkcell Satıştan sorumlu genel müdür yardımcısı
İlk gerçek iş görüşmem, ABD'de Merrill Lynch şirketiyle olmuştu. Bu şirketin insan kaynakları departmanıyla bir ön görüşme yaptıktan sonra, çalışacağım ekibin başındaki müdür ve iki üyesi ile görüştüm. Bu görüşme iyi geçtiği için, direkt işe alındım. İlk iş görüşmeme giderken, çok heyecanlı olmama rağmen mümkün olduğunca sakin görünmeye ve gülümsemeye çalıştığımı hatırlıyorum. Daha önce yaptıklarımı (staj, projeler, vs.) kafamda toparlamaya çalışmıştım. Mülakata girecek kişi hakkında okulda bir hocamdan bilgi aldığımı anımsıyorum. Bu özel gün için, lacivert takım elbise giymiş ve rengini hatırlayamadığım bir kravat takmıştım.Görüşmeden çıktığımda kendimi iyi hissettiğimi hatırlıyorum. O zamanlar ABD'de iş bulmak çok zordu. Amerikalılar bile iş bulamazlarken, bana iki görüşmede iş vermezler diye, beklentilerimi yükseltmemeye çalışıyordum. Kimseye bir şey anlatmadım. Görüşme sırasında ne olup bittiğinin farkına pek varamadım. İş yaşamım boyunca, bol miktarda işe alma görüşmesi yaptım ve hâlâ yapıyorum. Gençler görüşmeye girmeden önce ön hazırlık yapmalılar. İş görüşmeleri, sonuç müsbet olmasa da yararlı birer deneyimdir. İş görüşmelerinde heyecanlı olmak normal; ama bunu bir de kişinin yarattığı stresin artırmasına izin vermemek gerek. Kişi, kendini iyi pazarlamalı; ama olmayan şeyleri varmış gibi de göstermemeli. Yalanlar, kısa zamanda ortaya çıkar. İnsan, "Bilmiyorum" demekten çekinmemeli. "Neden bu işi istiyorsun? Neden doğru aday sen olasın? En iyi özelliğin ne? En kötü yanın ne?" gibi sorulara hazır olmak lazım. Kısa ve net cevaplar, genelde daha iyi etki yaratıyor. Mülakata giren insanların gözlerine bakmak ve onlara gülümsemek de etkili olabiliyor.
Platin Dergisi 2004

“SOMUT SORULARA CEVAP VERMEYE ŞARTLANMIŞTIM AMA...”

Salih ERTÖR/Mercedes-Benz İnsan Kaynakları Direktörü
İlk iş görüşmemi Münih Üniversitesi'ni bitirdiğim yıl Mercedes'in Stuttgart'taki merkez binasında Dr. Westphal isimli bir yöneticiyle yapmıştım. Türkiye’de daha önce bulunan Dr. Westphal CV'mi incelemiş ve benim "Personel Planlaması" üzerine tez yazdığımı ve "personel yönetimi" konularında dersler aldığımı ilginç bularak Türkiye'de çalışmam konusunda benimle görüşmek istemiş. "Türkiye'de iyi bir üniversite tahsili yapmış, yabancı dil bilen gençler personelci olmak, sendikal konularla uğraşmak istemiyorlar. Şirketin uzun vadeli düşünen, doğru bir çizgide ilerleyerek; şirket hedeflerine ve çalışanlara katkıda bulunabilecek birine ihtiyacı var bu bölüme ne dersiniz?" diye direkt olarak sordu. Daha ilk dakikalarda birbirimize kanımız kaynamıştı. Bir ara ayağa kalktı ve odasında bir aşağı bir yukarı yürüyerek anlatmaya başladı. Ben de mecburen kalktım ve koğuş içersinde volta atar gibi konuşmaya başladık. İlginç bir iş görüşmesi şekliydi. Son olarak Türkiye'den gelen Pazarlama Direktörü rahmetli Haluk Gönençer benimle görüşmek istedi. Haluk Bey'in ilk söylediği "buyrun sizi dinliyorum" olmuştu, somut sorulara cevap vermeye şartlanmıştım, bir an adaptasyon zorluğu çektim. Hemen 10-15 dakikalık konuşmanın yapısını kafamda kurgulamaya çalıştığımı hatırlıyorum. Haluk Bey dinledikten sonra tek bir soru sormuştu. "Neden Türkiye'ye dönmek istiyorsun?". Kararlı cevaplar vermenin daha iyi intiba bırakacağını biliyordum ama dürüstçe: "Ben de pek bilmiyorum esasında" dedim. Dr. Westphal ile Haluk Bey ben odadan çıktıktan sonra bir saat yalnız görüştüler.İçeri davet edildiğimde Dr. Westphal "sizi bekletmemizin nedeni yetkinliğiniz hakkında tartışmamız değil, size nasıl bir gelişme programı yapmamızın daha doğru olacağı konusuydu" dedi. çalışanların gelişmesine önem veren bir şirket ve yöneticilerle çalışacağım için kendimi çok şanslı hissetmiştim.
Platin Dergisi 2004

“MODERN YÖNETİCİ NE İSTEDİĞİNİ BİLENLE ÇALIŞMAK İSTER”

Metin YURDAGÜL/ Ülker İstişare Konseyi Üyesi Grup Sözcüsü
Kimya Yüksek Mühendisi olarak mezun oldum ama tekstil mühendisi olarak kendimi yetiştirmek istiyordum.O günlerde akla ilk gelen Sümerbank oluyordu. Konya’da askerlik görevim vesilesiyle gittiğim Ereğli Sümerbank fabrikasını beğendim ve orada çalışmayı arzu ettim. Personel şefiyle sadece kimlik tespiti gibi bir konuşma yaptık, dilekçe verdim ve on gün sonra da kabul edildim. Bir yıldan fazla dayanamadım devlet sektörüne. İzmir Turyağ'dan bir tanıdığımdan o zamanki deyimle Mamul Yağ şefliği teklifi geldi. Görüşmeden aklımda kalanlar şöyle: Hayatta hedefin ne? sorusuna: 'İyi bir işletmeci ve çok iyi bir yönetici olarak en üst yönetim kademesine yükselmek' şeklinde cevap vermiştim. Bir de teklif edilen ücreti iyi bulmamışım. Hayatımda 3000-4000 arası mülakat yaptım.Bu tavsiyelerime uygun davranan gençlerin çoğunluğunun başarılı olduğunu gördüm.Öncelikle başvuru formunu dikkatle doldurun. Mülakatta samimi olun, rahat konuşun. Soruları yüzde yüz doğru cevaplayın.Unutmayın ki çok tecrübeli gözler sizi izliyor. Kendinizi çok iyi anlatın modern yönetici, ne istediğini bilen elemanla çalışmayı ister...''Keşke şunu şöyle cevaplasaydım'' diye mülakat sonrası hayıflanmayın.
Platin Dergisi 2004

“POZİTİF OLUN BAŞARI SİZİ YAKALAYACAKTIR”

Zeynep SELGUR/ Benetton Türkiye Genel Müdürü
1985 yılı haziran ayında İsviçre'deki eğitimimi tamamlayıp, yurda döndüm. Boyner Grubu İnsan Kaynakları yöneticisi ile ilk iş mülakatımı gerçekleştirdim. Türkiye'nin en büyük ve prestijli gruplarından birinin İnsan Kaynakları yöneticisi ile görüşürken, mezun olduğum iyi okullar ve üçlisanımın dışında azmimin olduğunu, hiçbir iş tecrübemin olmamasına rağmen Boyner Grubu içinde gelişip, büyümek istediğimi söyledim. Bir hafta sonra işe başladım. İlk iş görüşmem, ilk işim oldu. Aradan 19 yıl geçti, halen Boyner Grubu'ndayım. 2002 yılında Benetton Türkiye Genel Müdürü olduğumda, istikrarın, azmin ve çalışkanlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm.Günümüzde yöneticilerini içeriden yetiştiren şirketler başarıya daha çabuk ulaşıyor. Vizyoner bir şirketin parçası olmak çok önemli. Kendinize belli hedefler koyun, heyecanınızı hiç bir zaman yitirmeyin severek yapılan işlerde yaratıcılığınızda ön plana çıkacaktır. Hep pozitif olun, fikir ve sonuç üretin, başarı zaten sizi yakalayacaktır. 1985 yılı haziran ayında İsviçre'deki eğitimimi tamamlayıp, yurda döndüm. Boyner Grubu İnsan Kaynakları yöneticisi ile ilk iş mülakatımı gerçekleştirdim. Türkiye'nin en büyük ve prestijli gruplarından birinin İnsan Kaynakları yöneticisi ile görüşürken, mezun olduğum iyi okullar ve üçlisanımın dışında azmimin olduğunu, hiçbir iş tecrübemin olmamasına rağmen Boyner Grubu içinde gelişip, büyümek istediğimi söyledim. Bir hafta sonra işe başladım. İlk iş görüşmem, ilk işim oldu. Aradan 19 yıl geçti, halen Boyner Grubu'ndayım. 2002 yılında Benetton Türkiye Genel Müdürü olduğumda, istikrarın, azmin ve çalışkanlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm.Günümüzde yöneticilerini içeriden yetiştiren şirketler başarıya daha çabuk ulaşıyor. Vizyoner bir şirketin parçası olmak çok önemli. Kendinize belli hedefler koyun, heyecanınızı hiç bir zaman yitirmeyin severek yapılan işlerde yaratıcılığınızda ön plana çıkacaktır. Hep pozitif olun, fikir ve sonuç üretin, başarı zaten sizi yakalayacaktır.1985 yılı haziran ayında İsviçre'deki eğitimimi tamamlayıp, yurda döndüm. Boyner Grubu İnsan Kaynakları yöneticisi ile ilk iş mülakatımı gerçekleştirdim. Türkiye'nin en büyük ve prestijli gruplarından birinin İnsan Kaynakları yöneticisi ile görüşürken, mezun olduğum iyi okullar ve üçlisanımın dışında azmimin olduğunu, hiçbir iş tecrübemin olmamasına rağmen Boyner Grubu içinde gelişip, büyümek istediğimi söyledim. Bir hafta sonra işe başladım. İlk iş görüşmem, ilk işim oldu. Aradan 19 yıl geçti, halen Boyner Grubu'ndayım. 2002 yılında Benetton Türkiye Genel Müdürü olduğumda, istikrarın, azmin ve çalışkanlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm.Günümüzde yöneticilerini içeriden yetiştiren şirketler başarıya daha çabuk ulaşıyor. Vizyoner bir şirketin parçası olmak çok önemli. Kendinize belli hedefler koyun, heyecanınızı hiç bir zaman yitirmeyin severek yapılan işlerde yaratıcılığınızda ön plana çıkacaktır. Hep pozitif olun, fikir ve sonuç üretin, başarı zaten sizi yakalayacaktır.
Platin Dergisi 2004

"TESADÜFLERE İNANIN"

Bülent ŞENVER/ TSYS İş Geliştirme DirektörÜ
Hayatta tesadüflere inanmak gerekiyor. Okulun kapanmasına bir ay kalmıştı. Final imtihanlarından sonra iş aramaya başlayacaktım. Boğaziçi Üniversitesi diplomasıyla mezun olacağımdan iş bulmakta zorlanmayacağımı düşünüyordum. O gün de dört yıl boyunca her gün yaptığım gibi derslerim bittikten sonra okuldan çıkıp nişanlım Hülya ile buluşmaya gidecektim. Dersten çıktım, koridorda koşar adımlarla yürürken gözüm duvardaki ilan tahtasındaki iş ilanına takıldı."Arthur Andersen Denetim Şirketi Londra Ofisi bu yıl mezunlardan beş başarılı öğrenciyi seçip Lodra'ya götürecek. Mülakata katılmak isteyenler Arman Manukyan Hoca’ya isimlerini yazdırsınlar". Başvuru için son gündü. Bir an durakladım. Hülya ile buluşmak benim için daha önemliydi. Bir an ne yapacağıma karar veremedim. Meğer o an hayatımın meslek seçimi kararını veriyormuşum. Hocanın odasına girdim, form doldurdum. Niçin Arthur Andersen’de çalışmak istediğimi açıklayan bir metin yazdım. İki ay sonra mülakata çağırıldım. Londra'dan bir İngiliz partner ve bir İngiliz müdür gelmişlerdi. Mülakatta: "Seni çok beğendik. Niçin Arthur Andersen şirketini seçtiğini anlatır mısın?" dediler."Hayatta her zaman her yaptığım şeyin en iyisini yapmak isterim. Her zaman sevdiğim bir işi yapmak isterim. Her yaptığım işte iddialı olmak isterim. Herkesin ulaşamadığı başarılara ulaşmak, zor hedefleri yakalamak benim idealimdir. Bu işe başvurmam ise tamamen bir tesadüf eseridir” dedim. İlk iş mülakatında dürüst, samimiydim. Üç ay sonra beni Londra’ya davet ettiler ve işe başladım. On bir yıl bankaları denetledikten sonra bankacı oldum. Hayat bir okyanus. Rüzgarın ne zaman, nereden, hangi şiddette eseceği belli olmuyor.
Platin Dergisi -2004

“TALEP EDİLEN ÜCRET BÖLÜMÜ ZORLADI”

Hazım ELLİALTI/ Eti eski CEO’su
1983-1987 yılları arasını akrabalık ilişkilerimin olduğu Adel’de sıkıntılı bir şekilde geçirdim. Bir hafta sonu Unilever'in gazete ilanını gördüm, başvurdum. Mülakata gitmeden önce şirketi daha iyi tanımak için Unilever'de çalışan bir arkadaşımla konuştum. İlk görüşme çok rahat bir geçti. Bir hafta sonra tekrar çağırdılar, önce bir form doldurmamı istediler. Formda talep edilen ücret bölümünü doldururken çok zorlandım. Çünkü başvuru zamanında ben Adel'de 125.000 TL aylık ücret alıyordum. Unilever'de çalışan arkadaşıma "ne kadar maaş istemeliyim" diye sorduğumda 350.000 TL yaz demişti. Ben de öyle yaptım ama fazla mı kaçtı acaba diye endişelendim. Daha sonra kalabalık bir grubun bulunduğu toplantı odasında "Bize kendini İngilizce anlat bakalım" dediler. Sonra onlar Türkçe sordu, ben İngilizce cevap verdim.Yaklaşık yarım saat sonra bana Çorlu'da yeni yaptıkları margarin fabrikası için vardiya mühendisi pozisyonu için ne düşündüğüm soruldu. Zaten 4 yıldır vardiyada çalışıyordum ve bu hayat tarzından sıyrılmak istiyordum. “Ben o dersi gördüm” dedim. “Ama bizde görmedin, Unilever'de yükselmek için en alttan başlaman gerek” dediler. Buruk bir şekilde düşünmek için izin istedim. İyi geçen bir görüşme için sevinmekle pek memnun olmadığım bir pozisyon için üzülmek arasında şaşkındım. Bu arada maaş olarak da yazdığımdan fazlasını teklif ettiler. Hafta sonu Çorlu'ya gidip fabrikayı uzaktan gördüm, çok etkilendim, işi kabul ettim.
Platin Dergisi 2004

“BENİ STAJDA TANIDILAR"


Rıdvan YİRMİBEŞOĞLU/Sabancı Holding İnsan Kaynakları Daire Başkanı
Uluslararası İşletmecilik Masteri yaptığım yıllarda zorunlu stajım vardı. Stajımı Cordsa'nın organizasyon ve eğitim müdürlüğünde yaptım. 3 haftalık staj süresi boyunca bana verilen işleri en iyi şekilde yaptım ve çok iyi diyaloglar kurdum. Okul bittikten sonra İngiltere'de tatildeyken beni aradılar, buldular ve iş teklif ettiler. Staj dönemi çok önemlidir. Beni de stajda tanıdıklarını düşünüyorum. Bugün stajda kendini belli eden kişilere iş teklif ediliyor.
Platin Dergisi -2004

Tepe Yöneticilerin İlk İş Görüşmeleri

2004 yilinda, isten cikarmalardan cok ise alimlarin oldugu gunlerde tepe yöneticilerin ilk iş görüşmelerini anlattiklari haber Platin’de buyuk ilgi gormustu. Ozlemle andigimiz o gunlerin geri gelmesi dilegiyle yazıyı15 profesyonelin görevlerini güncelleyerek paylasiyorum.
‘İşe başlamak’ hayatta atılan en büyük ve önemli adımlardan biri... Bu önemli adım öncesinde hemen herkesi; iş aramak, işe başvurmak, sınav ve mülakat aşamalarından başarıyla geçmek, çalışmayı hayal ettiğiniz şirketten kabul veya ret cevabının gelmesini heyecanla beklemek, pozisyon ve maaşın ne olduğunu merak etmek gibi zorlu bir süreç bekliyor. Kimileri mezun olduktan sonra çalışmayı hayal ettiği şirkette, istediği pozisyonda kariyer basamaklarını tırmanmaya çabucak başlarken; kimileriyse başlangıç için biraz daha fazla beklemek ve sabretmek zorunda kalıyor. Bugün Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen şirketlerinin üst düzey Türk yöneticileri, kendi işe başlangıç öykülerini gençlere örnek olmak amacıyla Platin’e samimiyetle anlattılar... Bazıları stajyer olarak girdiği şirketin genel müdürü olmayı başarmış, bazıları tesadüfen iş görüşmesine gittiği şirkete hemen kabul edilmiş. Rıdvan Yirmibeşoğlu, Hazım Ellialtı, Bülent Şenver, Zeynep Selgur, Metin Yurdagül, Salih Ertör, Emre Sayın, Cem Soysal, Ömer Dormen, Altan Demirdere, Diana Misim, Fındıkoğlu ve Can Kıraç.Her birinin hikayesi birbirinden çok farklı olsa da masanın iki tarafında da bulunmuş ve başarıya ulaşmış kişiler olarak gençlere tavsiyeleri aynı: “Hayati olmasa da hayat şekillendiren bu büyük başlangıç öncesinde ümitsizliğe kapılmayın, mülakata gideceğiniz şirketi tanıyın, mülakatta sakin ve dürüst olun, ne istediğinizi ve kendi yeteneklerinizi iyi bilin.”
Platin Dergisi -2004

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Samsung’da yükselmeye devam ediyor

Dijital medya-iletişim ve donanım çözümleri olmak üzere iki ana iş kolu üzerinde yoğunlaşan Samsung Electronics’in beyaz eşya ürün müdürü Özlem Koçdar, şirket çatısı altında başarıyla yükselmeye devam ediyor. Tüketici elektroniği departmanında, ses-görüntü sistemleri ve video kameralar bölümlerinde çalıştıktan sonra 2007 yılında beyaz eşyadan sorumlu ürün müdürlüğü görevine getirilen Koçdar, geçtiğimiz ay Samsung Electronics’in beyaz eşya ve ankastre ürün grubunun satış ve pazarlama müdürlüğüne atandı. 2005 yılından bu yana Samsung Türkiye ekibinde yer alan Özlem Koçdar, çalışma hayatına Karma International’de satış şefi olarak adım attı. 2000-2001 yılları arasında Arena Bilgisayar Sistemleri A.Ş.’de pazarlama departmanında ürün müdürü asistanı olarak görev yaptıktan sonra, Armada Bilgisayar’a ürün müdürü olarak transfer oldu. 1975 doğumlu olan genç profesyonel, Yıldız Teknik Ünivesitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu…

Faik Açıkalın YKB’nin genel müdürü

2007 yılından bu yana Yapı Kredi Bankası ’nın genel müdürü olan Tayfun Beyazıt 3 Nisan’da yapılan olağan genel kurul toplantısı sonrası bankanın yönetim kurulu başkanlığına seçildi. Bayazıt, bankanın hakim ortağı banka holding şirketi konumundaki Koç Finansal Hizmetler A.Ş.’nin İcra Başkanlığı görevini de sürdürecek. Tayfun Bayazıt’tan boşalan Murahhas Aza ve Genel Müdürlük görevine ise 1 Mayıs itibariyle Faik Açıkalın getirildi. Açıkalın ve Beyazıt daha önce de Dışbank ve Fortis’te birlikte çalışmışlardı. ODTÜ İşletme mezunu olan 46 yaşındaki Faik Açıkalın, bankacılık kariyerine 1987 yılında İnterbank’ta başlamıştı. Daha sonra çeşitli bankalarda yöneticilik yapan Açıkalın, 1998-2007 tarihleri arasında Dışbank (daha sonra Fortis tarafından satın alındı) şube yöneticiliği, Genel Müdür Yardımcılığı, Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulu üyeliği görevlerini üslenmiştir. 2007 Ekim’den bu yana Doğan Gazetecilik CEO’su olan Yapı Kredi Bankası ’nın yeni genel müdürü Açıkalın, evli ve iki çocuk babası...
PLATİN DERGİSİ-MAYIS 2009

Koç’ta Tıp Fakültesi heyecanı

Koç Üniversitesi, dünyadaki ve Türkiye’deki sistemleri inceleyerek; en iyi Tıp Fakültesi programını hayata geçirmek iddiasıyla harekete geçti. Bu yıla yetiştirilmesi planlanan fakülteye başlangıçta 50-60 öğrenci alınacak ve Koç Tıp’a girme şartları, üniversitenin diğer programlarından farklı olmayacak. Eğitim dilinin İngilizce olacağı fakülte, tıp öğrencilerinin de sosyal olanaklardan yararlanmaları ve diğer bölüm öğrencileriyle iletişim içinde olmaları için Koç Üniversitesi'nin ana kampüsünde yer alacak. Tıp Fakültesi’nin açılış tarihine gelince… Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Attila Aşkar, ”Tıp Fakültesi programını ve kadrosunu bu döneme yetiştirmek için çalışıyoruz. Fakat yetişmeme ihtimali var. Fakültenin durumu ÖSYM öğrenci kılavuzu ve arkasından çıkacak ek kontenjanla belirli olacaktır. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı'nın belirlenmesi için görüşmeler devam ediyor. Web sitemizde, mesleki dergilerde ve çeşitli bilgisayar ağlarında bu duyuruları yapmış bulunmaktayız. Dekan arayışımız üzerine yurt içi ve yurt dışından birçok müracaat oldu. Tıp Fakültesi dekanımız atanmadan öğretim üyesi ataması yapılmayacak olsa da veri sistemimize gelen başvurular değerlendirilmek üzere biriktiriliyor. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi için 200 yataklı olması düşünülen 40 bin metrekare kapalı alana sahip bir tıp eğitim hastanesi de kurulacak. Şu anda eğitim hastanesinin yeri konusunda Koç Üniversitesi çeşitli alternatifler arasında bir arayış içerisinde. Kurulacak eğitim hastanesinin teknik imkanları Amerikan Hastanesi vasıflarında, en üst düzeyde olacaktır” diyor.
PLATİN DERGİSİ-MAYIS 2009

Röportaj antrenmanına ne dersiniz?

Medyayla doğru ilişkiler kurmakta zorlanıyorsanız ya da basın karşısına çıkma fobiniz varsa Bengi Semerci Enstitüsü’nden yardım alabilirsiniz. Toplum önünde konuşma becerileri ve basınla ilişkiler konusunda zayıf olan Türkiye’deki yöneticiler için faydalı olabilecek programın ücreti 5000 TL+KDV… Medyanın nasıl işlediği konusunda temel bilgi aktarımı ve pratik uygulamalardan oluşan medya eğitimi, özellikle başarılı röportaj vermek isteyenler için güzel bir antrenman niteliğinde… Bengi Semerci Enstitüsü bünyesinde gazeteci-yazar Nilüfer Kas ve televizyoncu Tamer Durak tarafından verilen eğitimin en can alıcı kısmını ise kamera karşısında yapılan simülasyon! Bu şekilde gerçek bir medya deneyimi yaşayan adaylar, güçlü ve zayıf yönleriyle yüzleşip; geliştirmeleri gereken noktaları bu eğitim sayesinde öğrenebiliyorlar. 1 günlük temel medya eğitimi içeriğinde medya başarısı için temel kurallar, gazetecilerin nasıl düşünüp, nasıl davrandıkları, yazı işleri masasında haberin nasıl seçildiği, röportaj oyununu kazanmak için yapılması gerekenler, muhabire asla söylenmemesi gereken sözler, işler kötüye gittiğinde atılması gereken doğru adımlar, medyada kriz kontrolü konuları yer alıyor. Eğitimin ikinci bölümünde ise eğitime katılanlara birebir röportaj ve basın toplantısı deneyimi yaşatılıyor. Eğitim sonunda kamera kayıtlarını izleyen adaylara, kendilerini değerlendirme imkânı da sunuluyor. 20 yıllık gazetecilik deneyimini aktaran Nilüfer Kas, “Hem özel hem de kişisel olarak dünyada medya ile iletişim içinde olan herkesin aldığı bu eğitimi şirket yöneticileri, doktorlar, özel okul yöneticileri, bürokratlar, siyasiler tercih ediyor. Medya ile dirsek teması içinde olan ve olmak isteyenler, rehber niteliğinde bu eğitimi mutlaka almalı” diyor. Röportaj antrenmanına ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız Bengi Semerci Enstitü’ye 0 212 225 70 74 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
PLATİN DERGİSİ-MAYIS 2009

Cem Kumuk Ulusoy Holding’de

10 yılı aşkın süredir Ekol Lojistik yönetiminde olan Cem Kumuk, Şubat ayında Ulusoy Uluslararası Yatırım Holding bünyesinde üçüncü parti entegre lojistik hizmetler sunacak yapının genel müdürlüğü görevine getirildi. Lojistik sektöründeki kariyerine 1986 yılında başlayan Cem Kumuk, sırasıyla 1989-1996 yılları arasında Unok – Unatsan’da hissedar yönetim kurulu üyeliği, 1996 – 1998 yılları arasında Balnak’ta genel müdürlük, 1998-2009 yılları arasında da Ekol Lojistik’in genel müdürlük koltuğunda oturdu ve şirketi sektörde önemli bir yere getirdi. 1967 doğumlu olan Kumuk, ortaokul ve liseyi Ankara Yükseliş Koleji’nde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi’ne devam etti. Evli ve iki çocuk babası olan Kumuk İngilizce ve Fransızca biliyor. Bünyesinde faaliyet gösteren 10 şirketi ile 3 ay gibi kısa bir sürede insan kaynaklarında yüzde 20 büyüyen, araç sayısını ise 200’den 300’e çıkaran Ulusoy Uluslararası Yatırım Holding, önümüzdeki birkaç yıl içinde yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da büyümek ve filosundaki araç sayısını yüzde yüz artırmayı hedefliyor.
PLATİN DERGİSİ-NİSAN 2009

Bruno Meier, Numarine Dubai’de

Gerçek bir Bodrum aşığı olan Bruno Meier ile 2003 yılının yaz aylarında Port Bodrum Yalıkavak’ta tanışmıştık. O yıllarda Port Bodrum’un genel müdürü olan ve ömrünü Bodrum’da geçirmek isteyen Meier’in son üç yıldır Dubai’de yaşadığını ve geçtiğimiz ay Numarine’nin Dubai ofisine transfer olduğunu öğrendim. İstanbul’da buluştuğumuz Meier, Dubai’deki hayatı ve kariyer hedefleri hakkında şunları söyledi:
“Türkiye’de yaşamayı o kadar çok seviyordum ki 20 yıldan sonra ayrılmak benim için çok zor oldu. 2006’da Dubai’de çok güzel bir iş teklifi aldım ve Yalıkavak marinadaki görevimi bıraktım. Port Bodrum Yalıkavak projesini erken ayrıldığım için tam olarak istediğim noktaya getirme fırsatım olmadı ne yazık ki... Dubai’ye gitmek dünyaya açılmama sebep olduğu için profesyonellik adına aldığım en doğru karar oldu. Geçtiğimiz aylarda bir davette Numarine CEO’su Ömer Malaz’la tanıştık ve Dubai’deki Abraaj Capital ile yaptıkları ortaklıkları hakkında konuştuk. Aynı gün Ömer Bey benim Numarine’e faydalı olabileceğimi düşünerek teklif getirdi ve ben de kabul ettim. Bu ortaklığın sonucunda çok güzel şeyler olacağına inanıyorum. Ortadoğu’da çok yüksek bir potansiyel var. Ortadoğu ikliminin marine sektörüne uygun olması ve denizin mükemmelliği tekne sahibi olma potansiyelini arttırıyor.”
Önümüzdeki yıllarda tekrar Türkiye’ye dönmek istediğini söyleyen Meier, şimdilik Dubai’deki hayatından ve işinden memnun görünüyor. Meier’in yat sektöründeki kariyerine gelince… 1986 yılında Türkiye’de Alkor Yatçılık’ta başladı. 1992 yılında SunSail Genel Müdürü olan ve 2001 yılında Camper Nicholsons’a katılan Meier, bir süre Port Göcek Marina’nın genel müdürlüğünü yaptıktan sonra 2003-2006 yılları arasında Port Bodrum Yalıkavak’ta görev aldı. 2006 yılından Dubai’ye taşınan Meier, yat kaptanlığı ve dalış sertifikalarına sahip. Marmaris Uluslararası Yat Kulübü ’nin kurucularından olan Meier’ın Türkiye’de birçok yat organizasyonunda imzası bulunuyor. Cenevre Üniversitesi Bioloji mezunu Bruno Meier aynı üniversiteden Coğrafya konusunda yüksek lisans derecesine sahip. Meier Fransızca, İngilizce, Almanca ve Türkçe biliyor. PLATİN DERGİSİ-NİSAN 2009