22 Mayıs 2009 Cuma

NURİ TÜMBEK 50 YILINI BU KİTAPTA TOPLADI

İnşaat Mühendisi olarak geride bıraktığı 50. yılını kutlayan Yüksek İnşaat Mühendisi Nuri Tümbek, hayat ve iş tecrübelerini “Hayallerimi İnşa Ettim - Nuri Tümbek’in İnşaat Mühendisliği’nde 50. Yılı” isimli kitapta topladı. Yarım asırlık inşaat mühendisliği tecrübesini İnşaat Mühendisleri Odası’nın “Türkiye Mühendislik Haberleri” dergisinde yıllarca okuyucularla paylaşan Tümbek, değerli makaleleri ile iş ve özel yaşamındaki kişilerin görüşlerini bu kitapta buluşturdu. Kitabın satışından elde edilecek tüm gelir, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile işbirliği içinde Mersin’deki kız çocuklarının eğitimi için kullanılacak. Tümbek’in kitabında yakın aile üyelerinin ve kızı METRO Group Türkiye Temsilcisi Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun duygusal yazılarının yanı sıra, iş yaşamında birlikte çalıştığı TEKFEN Holding’in Kurucusu Nihat Gökyiğit, Torunlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, Akmerkez Genel Müdürü Zeynep Oral Akdilli, ve Mimar Sevgül Eroğlu Kayseriligil gibi isimlerin de Nuri Tümbek’e dair kaleme aldıkları değerli yazıları da bulunuyor.
Akşam Gazetesi- Oya Yaliman 2009

CAN KIRAÇ’TAN TAVSİYELER

Çok uzun yıllar Türk otomotiv sektörüne hizmet veren Can Kıraç’ın gençlere tavsiyeleri var. Günümüz koşullarını çok rekabetçi bulan Kıraç, gençlerin ukalalığa kaçmadan ne istediklerini iyi ifade etmeleri gerektiğini düşünüyor. Ukalalığa kaçan tavır sergileyen pek çok gençle karşılaştığını söyleyen Kıraç: “2000’li yıllarda işveren durumundaki kurumlarda yurtiçi ve yurtdışı rekabet geliştiği için iyi yetişmiş gençler tercih ediliyor. İyi yetişmek bana göre meslek sahibi olmak, 2 dili çok iyi bilmek ve bilgi teknolojilerine hakim olmak demek. Ne yazık ki günümüzde yeni neslin ‘bana özel araba ve cep telefonu tahsis edecek misiniz?” gibi sorularına şahit oldum. Ne istediğini bilen gençlere güvenmek gerek ama bazen aşırıya kaçıyorlar. Dengeli ve dikkatli olmaları lazım..”. Kendine güvenen gençlere asla teslim olmamalarını öğütleyen Kıraç’a göre fizyonomiye her zaman dikkat etmek, ve anadile vakıf olmak çok önemli. Birçok umut bağladığı gencin kendi diline vakıf olmadığını, kendini yeterince ifade edemediğini görüp hayal kırıklığı yaşadığını anlatan Kıraç, “Bizim zamanımızda Vehbi Bey iki yerde tutunamayanı işe almayın derdi ama bugün dengeler değişiyor galiba. Gençler ümitsizliğe kapılmadan direnmeliler” diyor.
Platin Dergisi 2004

BERNAR NAHUM ANLATIYOR...

Otomotiv sektörünün duayenlerinden Bernar Nahum, Can Kıraç’ın Koç Grubu’na girişi hikayesini şöyle anlatıyor: “Can’ın babası Ali Numan Kıraç ile Marshall Planı tebliğlerini hazırladığımız sırada Can Ankara Üniversitesi ’nde okumaktaydı. Bir gün Numan Bey bana Can’ın fakülteyi bitirmek üzere olduğunu on küsür yıl önce kendisine vermiş olduğum sözü yerine getirip getiremeyeceğimi sordu. Ben de cevaben: ‘Can çok popüler bir sima oldu. Türk Milli Talebe Federasyonu Başkanı sıfatını taşıyor. Bu durumda bir şirkete memur olarak girmek isteyeceğinden pek emin değilim...’ O yıllarda bir şirket sorumlusu zamanının yarısını ticaret bakanlığı koridorlarında geçirirdi. İşte gene böyle bir durum ortaya çıkmıştı. Ticaret Bakanı’nın özel kalem müdüründen bakanın beni kabul etmesini rica etmiştim. Özel kalem müdüründen o gün için bunun imkansız olduğunu bakanın Can Kıraç başkanlığında Talebe Federasyonu heyeti ile görüşmekte olduğunu ve görüşmenin uzun süreceği cevabını almıştım... Ben koridorda biraz daha dolaştıktan sonra, bakanlıktan ayrılırken yanıma çok yakışıklı bir genç yaklaştı: “Siz Bernar Nahum değil misiniz?” diye sordu. “Evet” cevabını verdim. O da “Ben Can Kıraç’ım” dedi. Bu kadar yıldan sonra kendisini tanıyamamam çok normaldi. “Sen çok yükselmişsin bakandan aşağısıyla görüşmezsin” dedim. “Siz bunlara bakmayın, yakında sınavlarım bittikten sonra öğrencilik hüviyetimi kaybederim. Bugün gösterilen ilgi unutulur gider” diye cevap verdi. Can hoşuma gitmişti! “Sınavlarını ver, diplomanı al ve derhal bana gel” dedim. Can Kıraç 29 Ağustos 1950 günü otomotiv şubesinin ziraat makinaları kısmında işe başladı. Tam hasat zamanı olduğundan teknisyenlerimiz tarlada biçer döverlerin tamir ve bakımıyla meşguldüler. Can’a da tulum giydirerek, yanına bir makinist verdim ve tarladaki çalışmalarda yardımcı olmasını istedim. İtirazda bulunmadan görevi kabul etti... Böylece 37 yıl Can’la beraber çalıştık....
Platin Dergisi 2004

“40 YAŞIMDA GENEL MÜDÜR OLMAYI PLANLAMIŞTIM, BAŞARDIM”

Diana MİSİM FINDIKOĞLU/Koç Bryce Genel Müdürü
IBM Türk’te Satış Temsilcisi pozisyonuna ilişkin geçirdiğimiz sınav ve sözel görüşmeler sonrasında dönemin Genel Müdürü Miray Tekelioğlu ile yaptığımız görüşmeyi unutamam. Kişisel gelişimimde önem verdiğim çalışmaları ve kişisel değerlerimi, iş hayatı, özel hayat ve sosyal sorumluluk anlamında misyonlarımı ortaya koyduğum pozitif geçen bir görüşmenin sonunda; Tekelioğlu: “Neden sizinle çalışalım, bizi ikna edin” dediğinde: “Teknoloji sektöründe dinamizm, rekabet, yenilik ve gelişmelere açık olmanın beni çok heyecanlandırdığını ve buna çok uygun olduğumu; Çalıştığım kurum için değer bilmek ve değer yaratmak’’ yönünde hareket etmenin benim için çok önemli olduğunu, hedefi belirleyip, başarmaya odaklandığımı ve hiçbir şart altında pes etmediğimi” söylemiştim. “Peki geleceğe ilişkin kariyer hedefiniz nedir?’’ dediğinde “Karşımdaki koltuğun görev ve sorumluluklarını üstlenmek istiyorum” demiştim. ‘O koltukta oturan Miray beyin kendisi idi’. Ben, 25 yaşımda hayatımda yapmak istediğim işi yapıyor olmayı hedeflemiştim. 30’umda müdür, 35’imde genel müdür yardımcısı, 40’ımda genel müdür olmayı ve asıl önemlisi taşıdığım sıfattan ziyade bu sorumlulukları üstlenmeyi planlamıştım. Ekibime liderlik etmeyi, stratejik planlar yapmayı, başarmak için savaşmayı, zorluklarda karamsar olmamayı, pes etmemeyi, şirketime değer katarak, sektörde başarılı çalışmalar gerçekleştirmeyi hedeflemiştim ve başarıyorum. Koyduğunuz hedefi nasıl oldurabileceğimize odaklanmak en önemli başlangıç noktası diye düşünüyorum.”
Platin Dergisi 2004

“MC DONALD’S'TA EN İLGİNÇ İŞ GÖRÜŞMEMİ YAŞADIM”

Sadi FANSA/Mc Donald’s Türkiye eski Genel Müdürü
Borusan Elektronik A.Ş.’de Genel Müdürlük yaptığım yıllardı. 1989 yılının sonlarında, McDonald’s’ı Türkiye’ye getiren 20 yıllık yakın arkadaşım Ali Vardar, aklımı çeldi ve bana McDonald’s Satınalma Müdürlüğü görevini teklif etti. Profesyonel iş hayatım işte bu noktada bir dönüm noktasına geldi. O yıllarda McDonald’s, Türkiye’de yeni organize oluyordu.Taksim’deki ilk restoranın daracık müdür odası, aynı zamanda şirketin idare merkeziydi. Borusan’da sahip olduğum geniş, rahat, modern ve şatafatlı Genel Müdür odasından sonra, bir restoranın daracık odasında iş görüşmesi yapmak beni çok şaşırtmıştı. Bana ülke satın alma müdürlüğü teklif etti. O dönemde üç adet McDonald’s restoranı vardı ve ürün çeşitliliği de azdı. Ali’ye dönerek şunu dedim, “Bu kadar az ürün için bir müdüre ihtiyacın yok, ben Borusan’dan arta kalan zamanımda, 1-2 saat uğrar sana yardımcı olurum.” 1980’lerin Türkiye’sindeki gıda güvenliği anlayışının, uygulamalarının, yaptırımların ve denetimlerin ne seviyede olduğunu gördükçe, Türkiye’de yapılacak işin ne kadar büyük ve zor olduğunu anladım. Arkadaşının ricasını kıramayıp 1 Mayıs 1989 tarihinde McDonald’s’ta çalışmaya başladım. Bir iki saatte yapılır dediğim işi için yıllardır gece yarılarına kadar çalışıyorum.
Platin Dergisi 2004

“GENÇLİĞİNİZİ KEYİF ALACAĞINIZ İŞE YATIRIN”

Murat ÖZTEZEL/Netron Bilgi İletişim Teknolojileri (NBİT) Direktörü
İlk iş mülakatımı İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği’nden mezun olacağım sene Gümüşsuyun’daki okulumuzun karşısında bulunan Rabak Bakır İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirdim. Firmayı pek araştırmamıştım doğrusu. Kariyerime başlamak için ne kadar önemli bir adım attığımı çok sonraları farkettim. Her iş yeri çalışılmadan önce elde ki imkanlarla mutlaka araştırılmalı. Rabak'a gidinceye kadar benim tek profesyonel iş tecrübem her yaz çok severek yaptığım mecburi stajlarımdı. Fabrika tozu çok yutmuş; ancak ofis kültürü almamış biri olarak, mülakat boyunca hayatımın geri kalanını şekillendirecek bir şey fark ettim. Ben ofiste sürekli çalışabilecek bir kişi değildim. Bu yüzden kendime ticaret ve koşuşturma gerektiren işleri seçtim. Bir dönem yurtdışında dünyanın sayılı bankalarından birisinde çalıştıktan sonra ofis insanı olmadığımı kesin olarak anladım. Şu an kendi işimi yapıyorum. Gençlere tavsiyem, her ne olursa olsun bugününüzün, yarınınıza doğru çizdiği çizginin bir ucu olduğunu unutmayın. Bu çizgiyi ne kadar bükebilseniz de çizginin en kısası ve düz olanı sizin için en doğru olanıdır. Bu nedenle en düzünü tercih edebilmek için bugün başvurduğunuz işi benden çok daha iyi araştırın. Sektörünüze iyi karar verin ve kesinlikle kendinizle inatlaşmayın. İdeal olana değil keyif alacağınız işe yatırın gençliğinizi...
Platin Dergisi 2004

“CV’LER AYNI OLURSA GENÇLER NASIL FARK YARATACAK?”

Hulusi DERİCİ /Marka İletişim- Başkanı ve Yaratıcı Bölüm Başkanı
Grafik tasarım bölümünde öğrenciyken, zorunlu stajım için ilanlara bakıyordum. Esin Ajans'la telefonla görüştüm, ‘tamam’ dediler. Ön görüşmeye en beğendiğim otuz tane yerli, otuz tane yabancı reklam hakkındaki yorumlarımı yazdığım klasörümü götürmüştüm. 1979 yılında okulu bitirince Günaydın Gazetesi'nin ilanına başvurdum. O dönemlerde CV hazırlanmıyordu pek. Görüşmeye gittim çok şık bir bey, bir kağıt uzattı önüme ve “bunu doldurun” dedi. "Tamam ama lütfen siz de benim sorularıma yanıt verin" dedim. Benim bu tavrım ilginç geldi galiba? Ben ilk iş görüşmesi yaptığım kişi tarafından işe kabul edildim. Mülakatta kendimden ve işi istediğimden emindim; ben de sorular sormuştum. Sorularımla da etkilediğimi düşünüyorum karşı tarafı. Bugün yeni nesil çocuklara yanlış şeyler öğretiliyor. ‘CV böyle yazılır, şöyle yazılır’ deniyor. Hiç anlayamıyorum, aynı okullardan mezun, aynı özelliklere sahip başarılı o kadar çok genç var ki CV yazma şekilleri de aynı olunca nasıl farklılaşacaklar birbirlerinden? Size bir örnek vereyim, bu sektörde deneyimsiz bir bankacıyı, reklam yazarı olarak işe almıştım. Çok etkileyici ve net bir mektupla başvurmuştu. Davet ettim. “Bankacılıktan sonra bu işe hazır mısın, emin misin?” diye sordum. “Evet” dedi. İşte o kişi, Tuğbay Bilbay şimdi Leo Burnett 'in creative direktörü. Gençler iş başvurularında fark yaratabilmeyi başarmalılar.

Platin Dergisi 2004

“RED CEVABI HAYATIN SONU DEĞİLİR”

Şaban ERDİKLER/ Erdikler Yeminli Mali Müşavirlik Genel Müdürü
Benim mülakat yapmak şansım olmadı burslu okuduğum için Maliye Bakanlığı'nda göreve başlamıştım. Bilahare sınavla Maliye Müfettişliğine başladım. Arthur Andersen'e geçişim sırasında da gerçek bir mülakat yerine sadece hoş bir sohbet görüşmesiyle yetinmişlerdi. Ancak işveren olarak birçok mülakatı gerçekleştirmemden ötürü masanın öbür tarafında çok bulundum. Benim için adayın kendine güveni, güler yüzlü olması, analitik düşünme becerisi, kendini yalın ve doğru ifade etmesi, bütün bunların üstünde vizyoner bir tutum sergilemesi çok önemli olmuştur. İşe kabul edilmek için müracaat etmiş adayın kendisi hakkında söylediklerinin ne kadarının gerçek ne kadarının kendisinden böyle bir cevap beklendiği düşüncesiyle söylemiş olduğunu ayırt etmeye çalışırım. Şayet aday sadece biran önce bir işe girip çevresine karşı artık bir yetişkin olduğunu ispat için müracaat etmişse başlangıçta pek ortaya çıkmayan üzerinde durulmayan hususlar kısa sürede hem çalışan hem kurum bakımından mutsuzluk nedenleri oluşturuyor.Gençlere önerim samimi, açık ve dürüst olmalarıdır. Belli bir işe için red almak hayatın sonu değildir. Her gün yeni fırsatlar, yeni trendler ortaya çıkmaktadır.
Platin Dergisi 2004

“HAK ETMEDEN BİRŞEY İSTEMEYİN VE ASLA PES ETMEYİN”

Altan DEMİRDERE/ Sanovel İlaç Genel Müdürü
Eczacı olan rahmetli annem 1977 yılında Eczacılık Fakültesi ikinci sınıfına geçtiğimde yurtdışında bir ilaç firmasında staj yapmam için ısrar etti. İsviçre’deki üç ilaç firmasının genel merkez adreslerini ilaçlarının prospektüslerinden bulup, 'Araştırma & Geliştirme' bölümlerinde staj yapmak istediğimi yazdım. Türkiye'den yaptığım staj başvurusu enteresan gelmiş olacak ki, Sandoz firması stajımı kabul etti. Basel'e gittiğimin ertesi günü Dünyaca ünlü Farmasötik Teknoloji Profesörü Heinz Sucker’la tanıştırıldık. Çıkarken; 'Buraya gelmekten çok mutluyum, İnşallah seneye de gelirim' dedim. Profesör; 'Bu sene gelmeniz bile büyük bir şans. Biz aynı öğrenciyi iki defa almayız. Farklı öğrenciler alırız ki, bizi ve yaptıklarımızı mümkün olduğunca çok kişi tanısın Dünyada' dedi... Ben ve diğer üç stajyer çok üzülmüştük.Bunu takip eden üç ay boyunca diğer stajyer arkadaşlar 'Nasılsa bir daha kabul etmeyecekler' diye çok rahat bir çalışma temposuna girdiler. Ama ben 'Sadece bir kere gelebileceğim, öğreneceğimin maksimumunu öğreneyim' diye gece-gündüz çalıştım. Vedalaşmak için Profesörün karşısına dizildik. Herbirimizin elini tek tek sıktı. Tam dışarı çıkacakken 'Bay Demirdere siz biraz kalın' dedi. Diğer arkadaşlar çıkınca 'Seneye ne zaman geleceksiniz?' diye sordu. Çok şaşırmıştım!! Ve bana; 'Çalışmalarınızdan çok memnun kalmışlar. Ama size ders olsun, asla hak etmeden bir şey istemeyin ve ama asla da pes etmeyin' dedi. Öğrenciliğim sırasında üç yaz stajımı da Profesörümün yanında yaptım. Daha sonra da bana Basel Üniversitesi 'nde Sandoz'dan burslu doktora imkanı tanıdı... Tüm iş hayatım boyunca bu aldığım ilk ders bana en önemli ilke oldu.
Platin Dergisi 2004

“ASLINDA SES MÜHENDİSİ OLMAK İSTİYORDUM”

Ömer DORMEN /Castrol Ortadoğu ve İran Satış Müdürü
İlk iş mülakatım çok kısa ve öz oldu. Aslında mülakat bile demek pek doğru olmaz.... Henüz üniversiteye girmeden ve tam olarak ne yapacağıma karar vermeden önce, yaz tatili için Türkiye'de olduğum bir gün, ailemizin de ortak olduğu Türkpetrol şirketinden Varol Dereli beni yemeğe davet etti. Bu yemek sırasında bana planlarımı sordu...Ben de ona aslında ses mühendisliği gibi bir konuyu düşündüğümü ve halen okumakta olduğum Ingiltere'den Amerika'ya transfer olmak istediğimi anlattım. Türkpetrol'un ailenin genç nesillerine ihtiyacı olduğunu ve beni bir an önce İstanbul'da görmek istediğini söyledi. Bana Turkpetrol'u, firmanın büyüme hedeflerini ve 1980'li yılların Türkiye'sini detaylı olarak anlattı. O günden tam dört sene sonra Turkpetrol'de işe başladım ve 12 sene o bünyede çeşitli görevlerde büyük bir zevkle çalıştım.
Platin Dergisi 2004

“CV YAZMAM GEREKTİĞİNİ BİLE BİLMİYORDUM”

Cem SOYSAL/Fujitsu Siemens Eski Genel Müdürü
İTÜ İnşaat Mühendis'liğinden 1987 yılında mezun oldum. Benim ilk iş görüşmem şirketin patronuyla ve torpille oldu açıkçası. Aydın Koray Bey, babamın arkadaşıydı ve o yıllarda Koray İnşaat Yapı Kredi Plaza'yı yapıyordu. İnanın CV yazmam gerektiğini bile bilmiyordum. Görüşmeye giderken bir fotokopicide gayet amatörce elle yazdım bir şeyler. 1989 yılında Amerika'ya master yapmaya gittiğimde CV hazırlamak üzerine workshoplar düzenlendiğini gördüm; pek çoğuna katıldım ve danışmanlık aldım. Ben ilk aşamayı çabuk geçtim ama öğrencilik yıllarımda Ceylan gibi büyük firmalarda stajlarım da olmuştu. Görüşmede iş başvuru bilincim olmamasına rağmen kendimi içgüdüsel olarak iyi ifade ettim. Karşı tarafa kabiliyetlerimi ve bilgimi kısa, net ve ikna edici bir şekilde aktararak işe girme şansını yakaladım. Bugün çok etkilendiğim ve çok kızdığım hiç beğenmediğim CV'ler önüme geliyor. Gençlere önerim imlaya, anlama ve içerikteki detaylara dikkat etmeleri. CV'nin formatı anlaşılır ve temiz olmalı. İnternet gibi bir mecra var gençler şablonları araştırsan, en iyisini öğrensinler ve unutmasınlar ki yazdıkları yalanlar mutlaka ortaya çıkar. Çünkü ön görüşmede eğitimle ilgili her tür doküman noterden tasdikli şekilde istenir.
Platin Dergisi 2004

“MÜLAKATA HAZIRLIKLI GİTMEK ŞART”

Emre SAYIN /Turkcell Satıştan sorumlu genel müdür yardımcısı
İlk gerçek iş görüşmem, ABD'de Merrill Lynch şirketiyle olmuştu. Bu şirketin insan kaynakları departmanıyla bir ön görüşme yaptıktan sonra, çalışacağım ekibin başındaki müdür ve iki üyesi ile görüştüm. Bu görüşme iyi geçtiği için, direkt işe alındım. İlk iş görüşmeme giderken, çok heyecanlı olmama rağmen mümkün olduğunca sakin görünmeye ve gülümsemeye çalıştığımı hatırlıyorum. Daha önce yaptıklarımı (staj, projeler, vs.) kafamda toparlamaya çalışmıştım. Mülakata girecek kişi hakkında okulda bir hocamdan bilgi aldığımı anımsıyorum. Bu özel gün için, lacivert takım elbise giymiş ve rengini hatırlayamadığım bir kravat takmıştım.Görüşmeden çıktığımda kendimi iyi hissettiğimi hatırlıyorum. O zamanlar ABD'de iş bulmak çok zordu. Amerikalılar bile iş bulamazlarken, bana iki görüşmede iş vermezler diye, beklentilerimi yükseltmemeye çalışıyordum. Kimseye bir şey anlatmadım. Görüşme sırasında ne olup bittiğinin farkına pek varamadım. İş yaşamım boyunca, bol miktarda işe alma görüşmesi yaptım ve hâlâ yapıyorum. Gençler görüşmeye girmeden önce ön hazırlık yapmalılar. İş görüşmeleri, sonuç müsbet olmasa da yararlı birer deneyimdir. İş görüşmelerinde heyecanlı olmak normal; ama bunu bir de kişinin yarattığı stresin artırmasına izin vermemek gerek. Kişi, kendini iyi pazarlamalı; ama olmayan şeyleri varmış gibi de göstermemeli. Yalanlar, kısa zamanda ortaya çıkar. İnsan, "Bilmiyorum" demekten çekinmemeli. "Neden bu işi istiyorsun? Neden doğru aday sen olasın? En iyi özelliğin ne? En kötü yanın ne?" gibi sorulara hazır olmak lazım. Kısa ve net cevaplar, genelde daha iyi etki yaratıyor. Mülakata giren insanların gözlerine bakmak ve onlara gülümsemek de etkili olabiliyor.
Platin Dergisi 2004

“SOMUT SORULARA CEVAP VERMEYE ŞARTLANMIŞTIM AMA...”

Salih ERTÖR/Mercedes-Benz İnsan Kaynakları Direktörü
İlk iş görüşmemi Münih Üniversitesi'ni bitirdiğim yıl Mercedes'in Stuttgart'taki merkez binasında Dr. Westphal isimli bir yöneticiyle yapmıştım. Türkiye’de daha önce bulunan Dr. Westphal CV'mi incelemiş ve benim "Personel Planlaması" üzerine tez yazdığımı ve "personel yönetimi" konularında dersler aldığımı ilginç bularak Türkiye'de çalışmam konusunda benimle görüşmek istemiş. "Türkiye'de iyi bir üniversite tahsili yapmış, yabancı dil bilen gençler personelci olmak, sendikal konularla uğraşmak istemiyorlar. Şirketin uzun vadeli düşünen, doğru bir çizgide ilerleyerek; şirket hedeflerine ve çalışanlara katkıda bulunabilecek birine ihtiyacı var bu bölüme ne dersiniz?" diye direkt olarak sordu. Daha ilk dakikalarda birbirimize kanımız kaynamıştı. Bir ara ayağa kalktı ve odasında bir aşağı bir yukarı yürüyerek anlatmaya başladı. Ben de mecburen kalktım ve koğuş içersinde volta atar gibi konuşmaya başladık. İlginç bir iş görüşmesi şekliydi. Son olarak Türkiye'den gelen Pazarlama Direktörü rahmetli Haluk Gönençer benimle görüşmek istedi. Haluk Bey'in ilk söylediği "buyrun sizi dinliyorum" olmuştu, somut sorulara cevap vermeye şartlanmıştım, bir an adaptasyon zorluğu çektim. Hemen 10-15 dakikalık konuşmanın yapısını kafamda kurgulamaya çalıştığımı hatırlıyorum. Haluk Bey dinledikten sonra tek bir soru sormuştu. "Neden Türkiye'ye dönmek istiyorsun?". Kararlı cevaplar vermenin daha iyi intiba bırakacağını biliyordum ama dürüstçe: "Ben de pek bilmiyorum esasında" dedim. Dr. Westphal ile Haluk Bey ben odadan çıktıktan sonra bir saat yalnız görüştüler.İçeri davet edildiğimde Dr. Westphal "sizi bekletmemizin nedeni yetkinliğiniz hakkında tartışmamız değil, size nasıl bir gelişme programı yapmamızın daha doğru olacağı konusuydu" dedi. çalışanların gelişmesine önem veren bir şirket ve yöneticilerle çalışacağım için kendimi çok şanslı hissetmiştim.
Platin Dergisi 2004

“MODERN YÖNETİCİ NE İSTEDİĞİNİ BİLENLE ÇALIŞMAK İSTER”

Metin YURDAGÜL/ Ülker İstişare Konseyi Üyesi Grup Sözcüsü
Kimya Yüksek Mühendisi olarak mezun oldum ama tekstil mühendisi olarak kendimi yetiştirmek istiyordum.O günlerde akla ilk gelen Sümerbank oluyordu. Konya’da askerlik görevim vesilesiyle gittiğim Ereğli Sümerbank fabrikasını beğendim ve orada çalışmayı arzu ettim. Personel şefiyle sadece kimlik tespiti gibi bir konuşma yaptık, dilekçe verdim ve on gün sonra da kabul edildim. Bir yıldan fazla dayanamadım devlet sektörüne. İzmir Turyağ'dan bir tanıdığımdan o zamanki deyimle Mamul Yağ şefliği teklifi geldi. Görüşmeden aklımda kalanlar şöyle: Hayatta hedefin ne? sorusuna: 'İyi bir işletmeci ve çok iyi bir yönetici olarak en üst yönetim kademesine yükselmek' şeklinde cevap vermiştim. Bir de teklif edilen ücreti iyi bulmamışım. Hayatımda 3000-4000 arası mülakat yaptım.Bu tavsiyelerime uygun davranan gençlerin çoğunluğunun başarılı olduğunu gördüm.Öncelikle başvuru formunu dikkatle doldurun. Mülakatta samimi olun, rahat konuşun. Soruları yüzde yüz doğru cevaplayın.Unutmayın ki çok tecrübeli gözler sizi izliyor. Kendinizi çok iyi anlatın modern yönetici, ne istediğini bilen elemanla çalışmayı ister...''Keşke şunu şöyle cevaplasaydım'' diye mülakat sonrası hayıflanmayın.
Platin Dergisi 2004

“POZİTİF OLUN BAŞARI SİZİ YAKALAYACAKTIR”

Zeynep SELGUR/ Benetton Türkiye Genel Müdürü
1985 yılı haziran ayında İsviçre'deki eğitimimi tamamlayıp, yurda döndüm. Boyner Grubu İnsan Kaynakları yöneticisi ile ilk iş mülakatımı gerçekleştirdim. Türkiye'nin en büyük ve prestijli gruplarından birinin İnsan Kaynakları yöneticisi ile görüşürken, mezun olduğum iyi okullar ve üçlisanımın dışında azmimin olduğunu, hiçbir iş tecrübemin olmamasına rağmen Boyner Grubu içinde gelişip, büyümek istediğimi söyledim. Bir hafta sonra işe başladım. İlk iş görüşmem, ilk işim oldu. Aradan 19 yıl geçti, halen Boyner Grubu'ndayım. 2002 yılında Benetton Türkiye Genel Müdürü olduğumda, istikrarın, azmin ve çalışkanlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm.Günümüzde yöneticilerini içeriden yetiştiren şirketler başarıya daha çabuk ulaşıyor. Vizyoner bir şirketin parçası olmak çok önemli. Kendinize belli hedefler koyun, heyecanınızı hiç bir zaman yitirmeyin severek yapılan işlerde yaratıcılığınızda ön plana çıkacaktır. Hep pozitif olun, fikir ve sonuç üretin, başarı zaten sizi yakalayacaktır. 1985 yılı haziran ayında İsviçre'deki eğitimimi tamamlayıp, yurda döndüm. Boyner Grubu İnsan Kaynakları yöneticisi ile ilk iş mülakatımı gerçekleştirdim. Türkiye'nin en büyük ve prestijli gruplarından birinin İnsan Kaynakları yöneticisi ile görüşürken, mezun olduğum iyi okullar ve üçlisanımın dışında azmimin olduğunu, hiçbir iş tecrübemin olmamasına rağmen Boyner Grubu içinde gelişip, büyümek istediğimi söyledim. Bir hafta sonra işe başladım. İlk iş görüşmem, ilk işim oldu. Aradan 19 yıl geçti, halen Boyner Grubu'ndayım. 2002 yılında Benetton Türkiye Genel Müdürü olduğumda, istikrarın, azmin ve çalışkanlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm.Günümüzde yöneticilerini içeriden yetiştiren şirketler başarıya daha çabuk ulaşıyor. Vizyoner bir şirketin parçası olmak çok önemli. Kendinize belli hedefler koyun, heyecanınızı hiç bir zaman yitirmeyin severek yapılan işlerde yaratıcılığınızda ön plana çıkacaktır. Hep pozitif olun, fikir ve sonuç üretin, başarı zaten sizi yakalayacaktır.1985 yılı haziran ayında İsviçre'deki eğitimimi tamamlayıp, yurda döndüm. Boyner Grubu İnsan Kaynakları yöneticisi ile ilk iş mülakatımı gerçekleştirdim. Türkiye'nin en büyük ve prestijli gruplarından birinin İnsan Kaynakları yöneticisi ile görüşürken, mezun olduğum iyi okullar ve üçlisanımın dışında azmimin olduğunu, hiçbir iş tecrübemin olmamasına rağmen Boyner Grubu içinde gelişip, büyümek istediğimi söyledim. Bir hafta sonra işe başladım. İlk iş görüşmem, ilk işim oldu. Aradan 19 yıl geçti, halen Boyner Grubu'ndayım. 2002 yılında Benetton Türkiye Genel Müdürü olduğumda, istikrarın, azmin ve çalışkanlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm.Günümüzde yöneticilerini içeriden yetiştiren şirketler başarıya daha çabuk ulaşıyor. Vizyoner bir şirketin parçası olmak çok önemli. Kendinize belli hedefler koyun, heyecanınızı hiç bir zaman yitirmeyin severek yapılan işlerde yaratıcılığınızda ön plana çıkacaktır. Hep pozitif olun, fikir ve sonuç üretin, başarı zaten sizi yakalayacaktır.
Platin Dergisi 2004

"TESADÜFLERE İNANIN"

Bülent ŞENVER/ TSYS İş Geliştirme DirektörÜ
Hayatta tesadüflere inanmak gerekiyor. Okulun kapanmasına bir ay kalmıştı. Final imtihanlarından sonra iş aramaya başlayacaktım. Boğaziçi Üniversitesi diplomasıyla mezun olacağımdan iş bulmakta zorlanmayacağımı düşünüyordum. O gün de dört yıl boyunca her gün yaptığım gibi derslerim bittikten sonra okuldan çıkıp nişanlım Hülya ile buluşmaya gidecektim. Dersten çıktım, koridorda koşar adımlarla yürürken gözüm duvardaki ilan tahtasındaki iş ilanına takıldı."Arthur Andersen Denetim Şirketi Londra Ofisi bu yıl mezunlardan beş başarılı öğrenciyi seçip Lodra'ya götürecek. Mülakata katılmak isteyenler Arman Manukyan Hoca’ya isimlerini yazdırsınlar". Başvuru için son gündü. Bir an durakladım. Hülya ile buluşmak benim için daha önemliydi. Bir an ne yapacağıma karar veremedim. Meğer o an hayatımın meslek seçimi kararını veriyormuşum. Hocanın odasına girdim, form doldurdum. Niçin Arthur Andersen’de çalışmak istediğimi açıklayan bir metin yazdım. İki ay sonra mülakata çağırıldım. Londra'dan bir İngiliz partner ve bir İngiliz müdür gelmişlerdi. Mülakatta: "Seni çok beğendik. Niçin Arthur Andersen şirketini seçtiğini anlatır mısın?" dediler."Hayatta her zaman her yaptığım şeyin en iyisini yapmak isterim. Her zaman sevdiğim bir işi yapmak isterim. Her yaptığım işte iddialı olmak isterim. Herkesin ulaşamadığı başarılara ulaşmak, zor hedefleri yakalamak benim idealimdir. Bu işe başvurmam ise tamamen bir tesadüf eseridir” dedim. İlk iş mülakatında dürüst, samimiydim. Üç ay sonra beni Londra’ya davet ettiler ve işe başladım. On bir yıl bankaları denetledikten sonra bankacı oldum. Hayat bir okyanus. Rüzgarın ne zaman, nereden, hangi şiddette eseceği belli olmuyor.
Platin Dergisi -2004

“TALEP EDİLEN ÜCRET BÖLÜMÜ ZORLADI”

Hazım ELLİALTI/ Eti eski CEO’su
1983-1987 yılları arasını akrabalık ilişkilerimin olduğu Adel’de sıkıntılı bir şekilde geçirdim. Bir hafta sonu Unilever'in gazete ilanını gördüm, başvurdum. Mülakata gitmeden önce şirketi daha iyi tanımak için Unilever'de çalışan bir arkadaşımla konuştum. İlk görüşme çok rahat bir geçti. Bir hafta sonra tekrar çağırdılar, önce bir form doldurmamı istediler. Formda talep edilen ücret bölümünü doldururken çok zorlandım. Çünkü başvuru zamanında ben Adel'de 125.000 TL aylık ücret alıyordum. Unilever'de çalışan arkadaşıma "ne kadar maaş istemeliyim" diye sorduğumda 350.000 TL yaz demişti. Ben de öyle yaptım ama fazla mı kaçtı acaba diye endişelendim. Daha sonra kalabalık bir grubun bulunduğu toplantı odasında "Bize kendini İngilizce anlat bakalım" dediler. Sonra onlar Türkçe sordu, ben İngilizce cevap verdim.Yaklaşık yarım saat sonra bana Çorlu'da yeni yaptıkları margarin fabrikası için vardiya mühendisi pozisyonu için ne düşündüğüm soruldu. Zaten 4 yıldır vardiyada çalışıyordum ve bu hayat tarzından sıyrılmak istiyordum. “Ben o dersi gördüm” dedim. “Ama bizde görmedin, Unilever'de yükselmek için en alttan başlaman gerek” dediler. Buruk bir şekilde düşünmek için izin istedim. İyi geçen bir görüşme için sevinmekle pek memnun olmadığım bir pozisyon için üzülmek arasında şaşkındım. Bu arada maaş olarak da yazdığımdan fazlasını teklif ettiler. Hafta sonu Çorlu'ya gidip fabrikayı uzaktan gördüm, çok etkilendim, işi kabul ettim.
Platin Dergisi 2004

“BENİ STAJDA TANIDILAR"


Rıdvan YİRMİBEŞOĞLU/Sabancı Holding İnsan Kaynakları Daire Başkanı
Uluslararası İşletmecilik Masteri yaptığım yıllarda zorunlu stajım vardı. Stajımı Cordsa'nın organizasyon ve eğitim müdürlüğünde yaptım. 3 haftalık staj süresi boyunca bana verilen işleri en iyi şekilde yaptım ve çok iyi diyaloglar kurdum. Okul bittikten sonra İngiltere'de tatildeyken beni aradılar, buldular ve iş teklif ettiler. Staj dönemi çok önemlidir. Beni de stajda tanıdıklarını düşünüyorum. Bugün stajda kendini belli eden kişilere iş teklif ediliyor.
Platin Dergisi -2004

Tepe Yöneticilerin İlk İş Görüşmeleri

2004 yilinda, isten cikarmalardan cok ise alimlarin oldugu gunlerde tepe yöneticilerin ilk iş görüşmelerini anlattiklari haber Platin’de buyuk ilgi gormustu. Ozlemle andigimiz o gunlerin geri gelmesi dilegiyle yazıyı15 profesyonelin görevlerini güncelleyerek paylasiyorum.
‘İşe başlamak’ hayatta atılan en büyük ve önemli adımlardan biri... Bu önemli adım öncesinde hemen herkesi; iş aramak, işe başvurmak, sınav ve mülakat aşamalarından başarıyla geçmek, çalışmayı hayal ettiğiniz şirketten kabul veya ret cevabının gelmesini heyecanla beklemek, pozisyon ve maaşın ne olduğunu merak etmek gibi zorlu bir süreç bekliyor. Kimileri mezun olduktan sonra çalışmayı hayal ettiği şirkette, istediği pozisyonda kariyer basamaklarını tırmanmaya çabucak başlarken; kimileriyse başlangıç için biraz daha fazla beklemek ve sabretmek zorunda kalıyor. Bugün Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen şirketlerinin üst düzey Türk yöneticileri, kendi işe başlangıç öykülerini gençlere örnek olmak amacıyla Platin’e samimiyetle anlattılar... Bazıları stajyer olarak girdiği şirketin genel müdürü olmayı başarmış, bazıları tesadüfen iş görüşmesine gittiği şirkete hemen kabul edilmiş. Rıdvan Yirmibeşoğlu, Hazım Ellialtı, Bülent Şenver, Zeynep Selgur, Metin Yurdagül, Salih Ertör, Emre Sayın, Cem Soysal, Ömer Dormen, Altan Demirdere, Diana Misim, Fındıkoğlu ve Can Kıraç.Her birinin hikayesi birbirinden çok farklı olsa da masanın iki tarafında da bulunmuş ve başarıya ulaşmış kişiler olarak gençlere tavsiyeleri aynı: “Hayati olmasa da hayat şekillendiren bu büyük başlangıç öncesinde ümitsizliğe kapılmayın, mülakata gideceğiniz şirketi tanıyın, mülakatta sakin ve dürüst olun, ne istediğinizi ve kendi yeteneklerinizi iyi bilin.”
Platin Dergisi -2004

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Samsung’da yükselmeye devam ediyor

Dijital medya-iletişim ve donanım çözümleri olmak üzere iki ana iş kolu üzerinde yoğunlaşan Samsung Electronics’in beyaz eşya ürün müdürü Özlem Koçdar, şirket çatısı altında başarıyla yükselmeye devam ediyor. Tüketici elektroniği departmanında, ses-görüntü sistemleri ve video kameralar bölümlerinde çalıştıktan sonra 2007 yılında beyaz eşyadan sorumlu ürün müdürlüğü görevine getirilen Koçdar, geçtiğimiz ay Samsung Electronics’in beyaz eşya ve ankastre ürün grubunun satış ve pazarlama müdürlüğüne atandı. 2005 yılından bu yana Samsung Türkiye ekibinde yer alan Özlem Koçdar, çalışma hayatına Karma International’de satış şefi olarak adım attı. 2000-2001 yılları arasında Arena Bilgisayar Sistemleri A.Ş.’de pazarlama departmanında ürün müdürü asistanı olarak görev yaptıktan sonra, Armada Bilgisayar’a ürün müdürü olarak transfer oldu. 1975 doğumlu olan genç profesyonel, Yıldız Teknik Ünivesitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu…

Faik Açıkalın YKB’nin genel müdürü

2007 yılından bu yana Yapı Kredi Bankası ’nın genel müdürü olan Tayfun Beyazıt 3 Nisan’da yapılan olağan genel kurul toplantısı sonrası bankanın yönetim kurulu başkanlığına seçildi. Bayazıt, bankanın hakim ortağı banka holding şirketi konumundaki Koç Finansal Hizmetler A.Ş.’nin İcra Başkanlığı görevini de sürdürecek. Tayfun Bayazıt’tan boşalan Murahhas Aza ve Genel Müdürlük görevine ise 1 Mayıs itibariyle Faik Açıkalın getirildi. Açıkalın ve Beyazıt daha önce de Dışbank ve Fortis’te birlikte çalışmışlardı. ODTÜ İşletme mezunu olan 46 yaşındaki Faik Açıkalın, bankacılık kariyerine 1987 yılında İnterbank’ta başlamıştı. Daha sonra çeşitli bankalarda yöneticilik yapan Açıkalın, 1998-2007 tarihleri arasında Dışbank (daha sonra Fortis tarafından satın alındı) şube yöneticiliği, Genel Müdür Yardımcılığı, Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulu üyeliği görevlerini üslenmiştir. 2007 Ekim’den bu yana Doğan Gazetecilik CEO’su olan Yapı Kredi Bankası ’nın yeni genel müdürü Açıkalın, evli ve iki çocuk babası...
PLATİN DERGİSİ-MAYIS 2009

Koç’ta Tıp Fakültesi heyecanı

Koç Üniversitesi, dünyadaki ve Türkiye’deki sistemleri inceleyerek; en iyi Tıp Fakültesi programını hayata geçirmek iddiasıyla harekete geçti. Bu yıla yetiştirilmesi planlanan fakülteye başlangıçta 50-60 öğrenci alınacak ve Koç Tıp’a girme şartları, üniversitenin diğer programlarından farklı olmayacak. Eğitim dilinin İngilizce olacağı fakülte, tıp öğrencilerinin de sosyal olanaklardan yararlanmaları ve diğer bölüm öğrencileriyle iletişim içinde olmaları için Koç Üniversitesi'nin ana kampüsünde yer alacak. Tıp Fakültesi’nin açılış tarihine gelince… Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Attila Aşkar, ”Tıp Fakültesi programını ve kadrosunu bu döneme yetiştirmek için çalışıyoruz. Fakat yetişmeme ihtimali var. Fakültenin durumu ÖSYM öğrenci kılavuzu ve arkasından çıkacak ek kontenjanla belirli olacaktır. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı'nın belirlenmesi için görüşmeler devam ediyor. Web sitemizde, mesleki dergilerde ve çeşitli bilgisayar ağlarında bu duyuruları yapmış bulunmaktayız. Dekan arayışımız üzerine yurt içi ve yurt dışından birçok müracaat oldu. Tıp Fakültesi dekanımız atanmadan öğretim üyesi ataması yapılmayacak olsa da veri sistemimize gelen başvurular değerlendirilmek üzere biriktiriliyor. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi için 200 yataklı olması düşünülen 40 bin metrekare kapalı alana sahip bir tıp eğitim hastanesi de kurulacak. Şu anda eğitim hastanesinin yeri konusunda Koç Üniversitesi çeşitli alternatifler arasında bir arayış içerisinde. Kurulacak eğitim hastanesinin teknik imkanları Amerikan Hastanesi vasıflarında, en üst düzeyde olacaktır” diyor.
PLATİN DERGİSİ-MAYIS 2009

Röportaj antrenmanına ne dersiniz?

Medyayla doğru ilişkiler kurmakta zorlanıyorsanız ya da basın karşısına çıkma fobiniz varsa Bengi Semerci Enstitüsü’nden yardım alabilirsiniz. Toplum önünde konuşma becerileri ve basınla ilişkiler konusunda zayıf olan Türkiye’deki yöneticiler için faydalı olabilecek programın ücreti 5000 TL+KDV… Medyanın nasıl işlediği konusunda temel bilgi aktarımı ve pratik uygulamalardan oluşan medya eğitimi, özellikle başarılı röportaj vermek isteyenler için güzel bir antrenman niteliğinde… Bengi Semerci Enstitüsü bünyesinde gazeteci-yazar Nilüfer Kas ve televizyoncu Tamer Durak tarafından verilen eğitimin en can alıcı kısmını ise kamera karşısında yapılan simülasyon! Bu şekilde gerçek bir medya deneyimi yaşayan adaylar, güçlü ve zayıf yönleriyle yüzleşip; geliştirmeleri gereken noktaları bu eğitim sayesinde öğrenebiliyorlar. 1 günlük temel medya eğitimi içeriğinde medya başarısı için temel kurallar, gazetecilerin nasıl düşünüp, nasıl davrandıkları, yazı işleri masasında haberin nasıl seçildiği, röportaj oyununu kazanmak için yapılması gerekenler, muhabire asla söylenmemesi gereken sözler, işler kötüye gittiğinde atılması gereken doğru adımlar, medyada kriz kontrolü konuları yer alıyor. Eğitimin ikinci bölümünde ise eğitime katılanlara birebir röportaj ve basın toplantısı deneyimi yaşatılıyor. Eğitim sonunda kamera kayıtlarını izleyen adaylara, kendilerini değerlendirme imkânı da sunuluyor. 20 yıllık gazetecilik deneyimini aktaran Nilüfer Kas, “Hem özel hem de kişisel olarak dünyada medya ile iletişim içinde olan herkesin aldığı bu eğitimi şirket yöneticileri, doktorlar, özel okul yöneticileri, bürokratlar, siyasiler tercih ediyor. Medya ile dirsek teması içinde olan ve olmak isteyenler, rehber niteliğinde bu eğitimi mutlaka almalı” diyor. Röportaj antrenmanına ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız Bengi Semerci Enstitü’ye 0 212 225 70 74 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
PLATİN DERGİSİ-MAYIS 2009

Cem Kumuk Ulusoy Holding’de

10 yılı aşkın süredir Ekol Lojistik yönetiminde olan Cem Kumuk, Şubat ayında Ulusoy Uluslararası Yatırım Holding bünyesinde üçüncü parti entegre lojistik hizmetler sunacak yapının genel müdürlüğü görevine getirildi. Lojistik sektöründeki kariyerine 1986 yılında başlayan Cem Kumuk, sırasıyla 1989-1996 yılları arasında Unok – Unatsan’da hissedar yönetim kurulu üyeliği, 1996 – 1998 yılları arasında Balnak’ta genel müdürlük, 1998-2009 yılları arasında da Ekol Lojistik’in genel müdürlük koltuğunda oturdu ve şirketi sektörde önemli bir yere getirdi. 1967 doğumlu olan Kumuk, ortaokul ve liseyi Ankara Yükseliş Koleji’nde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi’ne devam etti. Evli ve iki çocuk babası olan Kumuk İngilizce ve Fransızca biliyor. Bünyesinde faaliyet gösteren 10 şirketi ile 3 ay gibi kısa bir sürede insan kaynaklarında yüzde 20 büyüyen, araç sayısını ise 200’den 300’e çıkaran Ulusoy Uluslararası Yatırım Holding, önümüzdeki birkaç yıl içinde yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da büyümek ve filosundaki araç sayısını yüzde yüz artırmayı hedefliyor.
PLATİN DERGİSİ-NİSAN 2009

Bruno Meier, Numarine Dubai’de

Gerçek bir Bodrum aşığı olan Bruno Meier ile 2003 yılının yaz aylarında Port Bodrum Yalıkavak’ta tanışmıştık. O yıllarda Port Bodrum’un genel müdürü olan ve ömrünü Bodrum’da geçirmek isteyen Meier’in son üç yıldır Dubai’de yaşadığını ve geçtiğimiz ay Numarine’nin Dubai ofisine transfer olduğunu öğrendim. İstanbul’da buluştuğumuz Meier, Dubai’deki hayatı ve kariyer hedefleri hakkında şunları söyledi:
“Türkiye’de yaşamayı o kadar çok seviyordum ki 20 yıldan sonra ayrılmak benim için çok zor oldu. 2006’da Dubai’de çok güzel bir iş teklifi aldım ve Yalıkavak marinadaki görevimi bıraktım. Port Bodrum Yalıkavak projesini erken ayrıldığım için tam olarak istediğim noktaya getirme fırsatım olmadı ne yazık ki... Dubai’ye gitmek dünyaya açılmama sebep olduğu için profesyonellik adına aldığım en doğru karar oldu. Geçtiğimiz aylarda bir davette Numarine CEO’su Ömer Malaz’la tanıştık ve Dubai’deki Abraaj Capital ile yaptıkları ortaklıkları hakkında konuştuk. Aynı gün Ömer Bey benim Numarine’e faydalı olabileceğimi düşünerek teklif getirdi ve ben de kabul ettim. Bu ortaklığın sonucunda çok güzel şeyler olacağına inanıyorum. Ortadoğu’da çok yüksek bir potansiyel var. Ortadoğu ikliminin marine sektörüne uygun olması ve denizin mükemmelliği tekne sahibi olma potansiyelini arttırıyor.”
Önümüzdeki yıllarda tekrar Türkiye’ye dönmek istediğini söyleyen Meier, şimdilik Dubai’deki hayatından ve işinden memnun görünüyor. Meier’in yat sektöründeki kariyerine gelince… 1986 yılında Türkiye’de Alkor Yatçılık’ta başladı. 1992 yılında SunSail Genel Müdürü olan ve 2001 yılında Camper Nicholsons’a katılan Meier, bir süre Port Göcek Marina’nın genel müdürlüğünü yaptıktan sonra 2003-2006 yılları arasında Port Bodrum Yalıkavak’ta görev aldı. 2006 yılından Dubai’ye taşınan Meier, yat kaptanlığı ve dalış sertifikalarına sahip. Marmaris Uluslararası Yat Kulübü ’nin kurucularından olan Meier’ın Türkiye’de birçok yat organizasyonunda imzası bulunuyor. Cenevre Üniversitesi Bioloji mezunu Bruno Meier aynı üniversiteden Coğrafya konusunda yüksek lisans derecesine sahip. Meier Fransızca, İngilizce, Almanca ve Türkçe biliyor. PLATİN DERGİSİ-NİSAN 2009

Magic Life’dan istihdam yatırımı


İşsizliğin en büyük ekonomik ve sosyal sorun olduğu içinde bulunduğumuz dönemde Magic Life’ın attığı anlamlı adımlar sektörde çalışmak isteyenlere umut oluyor. Magic Life ve Ankara Üniversitesi’nin turizm sektörü için nitelikli eleman yetiştirmeye yönelik başlattığı ücretsiz sertifika programının ikinci dönemi Mart ayında başlayacak. Bu yıl da Ankara Üniversitesi’nin Side Çolaklı’daki tesislerinde gerçekleşecek programı başarıyla tamamlayan katılımcıların yüzde 50’si Magic Life’da iş imkanı elde edecek. 250 kişinin kabul edileceği programın sonunda katılımcılar İşkur, Ankara Üniversitesi & Magic Life-Anküsem, Magic Life Academy ve TÖMER sertifikalarının sahibi olarak sektöre eğitim ve deneyim sahibi personeller olarak adım atacaklar. Magic Life Türkiye Finans Direktörü Coşkun Özavnik projeyle ilgili olarak, “Turizm sektörünün kanayan yarası haline gelen insan kaynağı sorununa Ankara Üniversite’sinin değerli öğretim ekibiyle birlikte çözüm bulmaya çalışıyoruz” diyor.

PLATİN DERGİSİ-NİSAN 2009

Mavi, Fabian Mansson’a danışacak

Ersin Akarlılar liderliğindeki Mavi Jeans yönetimi, Fabian Mansson’u şirketin yönetim kurulu danışmanlığı koltuğuna oturmasıyla birlikte daha da güçlenmeyi hedefliyor. Akarlılar, Mansson’un transferiyle ilgili olarak; “Perakende alanında büyümek, güçlenmek ve dünyada daha fazla söz sahibi olmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Hedefimiz bir jean markasından global bir moda markasına doğru gelişmek. Markamızı Mavi Jeans’ten Mavi’ye taşımak. Bu süreçte Fabian Mansson gibi önemli bir isimle çalışmak, tüm ekibimizi heyecanlandırıyor. Mansson’un tecrübesiyle Mavi’ye çok şey katacağından eminim” diyor. Mansson, bugüne kadar H&M ve Eddie Bauer gibi dünyaca ünlü moda markalarının CEO’luğunu ve Hugo Boss’un yönetim kurulu danışmanlığını yapmış bir isim. İsveç’te doğan Mansson, Stockholm Ekonomi Üniversitesi’nde işletme ve ekonomi eğitimi aldı. 1991-1998 yılları arasında H&M’de ticari denetçilik, perakende satış yöneticiliği, satış geliştirme başkanlığı yapan Mansson,1998-2000 yılları arasında H&M’in CEO’luk koltuğuna oturdu. 2001-2002 yılları arasında, hazır giyim perakendeciliği alanındaki şirketlere danışmanlık yapan Mansson, 2002-2007 yılları arasında Eddie Bauer’in Başkanı ve CEO’su olarak kariyerine devam etti. 2008’de ise Hugo Boss’un yönetim kurulu danışmanlığını yapan Fabian Mansson 2009 Mart ayından itibaren tecrübelerini Mavi Jeans’le paylaşacak. İsveç’te yaşayan Mansson bundan böyle ayda bir kez İstanbul’a gelerek yönetim kurulu toplantılarına katılacak.
PLATİN DERGİSİ-MART 2009


Genel Sigorta’da Serdar Gül dönemi

Son 15 yıldır Genel Sigorta’nın genel müdürü olan Hulusi Taşkıran’ın geçtiğimiz ay emekli olmasıyla birlikte şirketin genel müdürlüğüne Serdar Gül getirildi. Yeni görevinden önce Genel Sigorta Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda olan Gül, öncelikli amacının şirketin mevcut ruhunu ve kurumsal kültürünü korumak olduğunu söylüyor. 19 yıldır Genel Sigorta’da pek çok farklı görevde bulunarak; kariyer yolculuğuna devam eden Gül, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu… Önümüzdeki dönemde şirketi daha iyi yerlere getirmek için birtakım farklı uygulamalar yapacaklarının haberini veren Gül, “Sektörün yıllardır altından kalkamadığı sorunlar mevcut. Genel Sigorta olarak önümüzdeki dönemde operasyonel işlemleri minimuma indirmeyi ve şirketi dışa dönük hale getirmeyi; pazarlama ve satışa yönelik yeni bir yapılandırmaya kavuşturmak istiyoruz. Teknolojik altyapımızı da ciddi olarak geliştirmek amacındayız. Hedefimiz 2010 yılının sonunda, hedeflediğimiz dönüşümü gerçekleştirerek; her konuda sektörün en başarılı şirketi olmak” diyor.
PLATİN DERGİSİ-MART 2009

Saydam-Bir dostluğu

Okuyacağınız satırlarda Saydam ve Bir soyadlarıyla karşılaşacaksınız ama konu bu kez Ali Atıf Bir ve Ali Saydam arasında yaşanan polemiklerle ilgili değil! Yani bu haber atışma ve tartışma yerine dostlukla devam edecek. Gelelim esas konuya; Ali Saydam’ın kızı Deniz Saydam, Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdikten sonra bir süreliğine İngiltere’ye gitmişti. Dönüşte babasının sahibi olduğu Bersay İletişim’de profesyonel hayata adım attı. Ali Atıf Bir Hoca’nın kızı Gülce Bir de Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğrenci ve inanmayacaksınız ama Ali Saydam’ın şirketinde bu günlerde staj yapıyor. Babaları dostluğu ve profesyonelliği birlikte götüremediler belki ama kızları aynı çatı altında iş dünyasına örnek olacak şekilde hem işi hem arkadaşlığı başarıyla sürdürüyorlar. Deniz’e ve Gülce’ye başarılar.
PLATİN DERGİSİ-MART 2009

Sıra denetim şirketlerine gelir mi?

Son 6 aydır çalışanların gündemindeki tek soru “İşten çıkarılır mıyım?”
Durum böyle olunca da sektörler ve şirketler hakkında bin bir spekülasyon dolaşıyor. Denetim şirketlerinde neler olacağını merak ediyorsanız en yetkili ağızlardan gelen açıklamalar yüreğinize su serpecek… Bağımsız Denetim Derneği Başkanı ve Değer Yeminli Mali Müşavirlik Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Dural, “Kriz dönemlerinde denetim şirketlerinin tahsilatları gecikir ama işlerinde azalma yaşanmaz. Sektörde özellikle de KPMG, E&Y, PWC ve Deloitte’ta küçülme amaçlı işten çıkarmalar beklemiyoruz” diyor. 750 kişiye istihdam sağlayan Ernst&Young İnsan Kaynakları Direktörü Ebru Deliktaş, krizden etkilenmemenin kaçınılmaz bir durum olduğunu ama organizasyonel parçası oldukları Avrupa (EMEIA) bölgesinin ekonomik krizle ilgili olarak uygulamaya koyduğu politikaların, mevcut çalışanlarla yola devam etmeye yönelik olduğunu söylüyor. 500 kişiyle çalışan KPMG Türkiye'de şu ana kadar kriz nedeniyle herhangi bir küçülme olmadı. KPMG İnsan Kaynakları Direktörü Ayşe Yolageldili, “Bu sene de büyümeye kararlıyız… Üniversitelerin kariyer günlerine" katılmaya başladık bile. Bu sene de, her yıl olduğu gibi, üniversitelerden yeni mezun olacakları asistan kadrosundan işe alacağız. Çalışan arkadaşlarımıza, her kademede, yurt içi ve yurt dışında olmak üzere çok geniş kariyer fırsatları sağlıyoruz. KPMG'nin kariyer gelişimi için tercih edilen bir işyeri olması için sürekli çalışmalar yapıyoruz” diyor.
PLATİN DERGİSİ-MART 2009

Soner Cesur Sony Ericsson Türkiye’de hızlı yol aldı

Ocak 2008’de Sony Ericsson’da Satış Direktörü olarak çalışmaya başlayan Soner Cesur, Sony Ericsson’da yaşanan yeniden yapılanmayla beraber Sony Ericsson Türkiye Ülke Müdürü oldu. Cesur, şu anda sektördeki yabancı menşeli cep telefonu üreticileri arasında genel müdür pozisyonundaki tek Türk yönetici... Soner Cesur’un Sony Ericsson öncesinde 8 yıllık HP deneyimi var. Bu süreçte hem kurumsal satış, hem de satış kanalı organizasyonlarında görev alan Cesur; HP ve Compaq birleşmesi döneminde, iş ortaklarının yeniden yapılandırılmasından sorumlu olarak çalışmıştı. İş ortakları tecrübesinin ardından aynı şirkette finans bölümüne geçen Cesur burada yaptığı çalışmalar sonunda birçok farklı ödülün de sahibi oldu. 2008 yılının başında Satış Direktörü olarak çalışmaya başladığı Sony Ericsson’da bir yıl içinde Türkiye’yi baştanbaşa dolaşarak 850’nin üzerinde iş ortağı ile bir araya gelen Cesur, bugün Sony Ericsson Ülke Müdürü olarak görevine devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü’nden mezun olan Soner Cesur, çok iyi derecede İngilizce ve Almanca biliyor.
PLATİN DERGİSİ-ŞUBAT 2009

Beymen’de genel müdür değişikliği

Beymen’deki genel müdür değişimi çok ses getirdi; şirketin yeni genel müdürü Elif Çapçı… Bilkent İşletme ve Duke MBA’dan mezun olan Çapçı, çalışma hayatına 1996 yılında Amerika'da Signet Bank'de başladı. 1998 yılında Bain & Company'e katılarak, Türkiye ve İsrail'deki farklı sektörlerdeki projeler için çalışan Çapçı, aynı dönemde Boyner Grubu için kredi kartı, Advantage Sigorta, Advantage Telecom, Beymen ve Çarşı Mağazaları için yapılan projelere danışmanlık yaptı. 2001 yılında New York'da Citigroup merkezine Corporate Development / Global Cross Marketing Başkan Yardımcısı olarak atanan Çapçı, 2003 yılında Brüksel'de stratejik planlamanın başı olarak Citibank Avrupa-Orta Doğu-Afrika Bölgesi Kredi Kartları Grubu’na katıldı. 2005 yılında Londra’da Citibank Batı Avrupa Bireysel Bankacılık Grubu’nda çalışmaya başlayan Elif Çapçı, bu görevi sırasında Batı Avrupa CEO'su ile birlikte Citibank'ın çeşitli ülkelerdeki büyüme stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması konularında görev aldı. 2006 yılında Citibank Türkiye'ye dönerek Genel Müdür Yardımcısı olarak Perakende Bankacılık Grubu’nun başına geçti. Nisan 2008'te Boyner Holding Non-Retail Başkan Yardımcılığını üstlenen ve Akbank ile ortak yürütülen Fish Card projesinin başında bulunan Çapçı, Ocak 2009 itibariyle Beymen Genel Müdürü görevine getirildi. Çapçı’ya yeni görevinde başarılar diliyoruz. Bu arada 1999 yılında Boyner Grubu’na katılan; Şubat 2004’te Beymen Genel Müdürlüğü’ne atanan ve 5 yıl boyunca görevde kalan Esel Çekin’in holding bünyesinde profesyonel hayatına devam edip etmeyeceğini merak konusu?
PLATİN DERGİSİ-ŞUBAT 2009

Hazım Ellialtı karar aşamasında


Bu aralar hangi şirket CEO arayışına girse, Eti’den istifa eden Hazım Ellialtı’nın adı geçiyor. Son olarak Ellialtı’nın, Serpil Timuray’dan boşalan Danone’nin CEO’luk koltuğuna geçeceği konuşuluyor. İşin aslını Hazım Bey’den dinlemek ister misiniz?
“Eti’den ayrıldığım Temmuz ayından bu yana pek çok sektörden pek çok iş teklifi geldi ama hiç biri beklentilerimi tam anlamıyla karşılamadı. Aslına bakarsanız petro- kimya, telekomünikasyon gibi daha önce adım atmadığım sektörlere girmeye cesaret edemedim. Yeterli enerjiyi kendimde bulamadım da diyebilirim… Bu aralar unlu mamüller pazarına adım atmaya hazırlanan Şölen Çikolata’ya genel yönetim danışmanlığı yapıyorum. Ama şirketle uzun süreli bir anlaşmam yok. Kafamda profesyonelliği temelli bırakma fikri var; kendi işimi kurabilirim. Bu iş de büyük ihtimalle yönetim danışmanlığı şirketi olur. İş hayatımla ilgili kesin kararımı 4-5 aya kadar vermeyi planlıyorum.”
PLATİN DERGİSİ-ŞUBAT 2009

Kariyer.net renk değiştirdi


Kariyer.net renk değiştirdi
http://www.kariyer.net/ 10. yaşına internet sitesini yenileyerek girdi. Bu aralar Türkiye’nin en çok tıklanan sitesinin böyle bir zamanda kendini yenilemesi çok yerinde bir karar. Kullanıcılar da sitenin yeni halinden memnun görünüyor… Kariyet.net yenilikleri ana sayfadan başlıyor; sitede görsellikte sadelik ve kullanımda kolaylık ön planda. Sayfa tasarımlarının eni, yeni web trendleri doğrultusunda yüzde 25 arttırılmış. Genişleyen ekran görüntüsü, tüm kullanıcıların hemen fark edebileceği bir özellik... Yeni sitede istenen sayfalara ulaşmak da daha kolay çünkü menü adımları, kısa bilgilendirmeler eklenerek ana sayfanın solunda yer alıyor. İş fırsatlarına ulaşmak için ana sayfadan şehir, sektör ve bölgelere göre arama yapılabiliyor. Sektörel ve bölgesel sayfalar ana menüye taşındığı için, sitenin bu bölümlerine anında erişmek mümkün. 9 milyona yakın özgeçmiş, 20 bin üye ve günde ortalama 3 bin 500 iş ilanıyla online insan kaynakları alanında hizmet veren kariyer.net’in yeni rengine gelince… Site Ocak ayından itibaren mor! Renkbilimci Metin Yahya Üster, mor rengin kendine güven ve özgürlüğün simgesi olduğunu gibi insanlarda kararsızlık yaratabilen bir renk olduğu konusunda uyarıyor. Bu arada sektörde rekabet eden diğer online insan kaynakları şirketlerinden yenibiriş.com’da durgunluğu ve otoriteyi simgeleyen mavi tonlar hakim, secretcv ise albenisi olan ama kalıcı bir etki bırakmayan kırmızı tonlarla dizayn edilmiş durumda. Yeşil ve mor rengin birlikte kullanıldığı Monster.com ise Metin Yahya Üster’e göre en doğru renkleri sayfa tasarımında kullanan insan kaynakları sitesi... Monster.com’da mor ile birlikte kullanılan yeşil renk; dengeyi, huzuru ve istikrarı temsil ediyor.

PLATİN DERGİSİ ŞUBAT 2009

19 Mayıs 2009 Salı

Imperial Tobacco Türkiye, Pradilla yönetiminde


Imperial Tobacco Türkiye, Pradilla yönetiminde
Imperial Tobacco Grubu’nun Türkiye’ye yatırım kararıyla başlayan tüm operasyonlardaki en etkin isimlerden biri olan Daniel Pradilla, şirketin Türkiye genel müdürü oldu. 2005 yılında Manisa fabrikasının açılmasıyla faaliyetlerine resmen başlayan Imperial Tobacco Türkiye’de finans direktörlüğü görevine getirilen Pradilla, finansın yanı sıra özellikle iş geliştirme alanında da önemli projeleri hayata geçirdi. Daniel Pradilla, Kolombiya’daki CESA’da İşletme eğitimini tamamladıktan sonra, 1993–2000 yılları arasında Daewoo Kolombiya’da İş Geliştirme Müdürü olarak görev yaptı. 2001 yılında Alman sigara üreticisi Reemtsma’da İş Geliştirme Müdürü olarak çalışmaya başlayan Pradilla, Imperial Tobacco’nun Reemtsma’yı satın almasından sonra 2003–2004 yılları arasında Imperial Tobacco İngiltere’de Türkiye’deki yatırım fırsatlarından sorumlu İş Geliştirme Müdürü olarak görevine devam etti. Grubun Türkiye’ye yatırım kararı alması ile de Türkiye’ye gelen Pradilla, 2005 yılında Imperial Tobacco Türkiye’de Finans Direktörü olarak göreve başladı. Imperial Tobacco Türkiye’nin bir önceki genel müdürü Axel Peters ise, Imperial Tobacco Fransa’ya genel müdür olarak atandı.
PLATİN DERGİSİ-OCAK 2009

Mobilera’da yeni dönem


Mobilera’da yeni dönem
Nüzhet Algüneş, stratejik segment yönetimi, mobil pazarlama, mobil reklam ve içerik alanlarında faaliyet gösteren Türkiye’nin lider, dünyanın sayılı mobil iş çözümleri şirketleri arasında yer alan Mobilera’ya stratejiden sorumlu başkan yardımcısı olarak katıldı. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Nüzhet Algüneş, 1994-2001 yılları arasında Unilever'de satış, pazarlama ve medya departmanlarında yöneticilik yaptıktan sonra 2001-2002 yıllarında Universal Müzik Türkiye'nin genel müdür yardımcılığı görevini yürüttü. 2003 yılında Mindshare'e katılan Algüneş, 2007 tarihinden bu yana Mindshare’de Chief Strategy Officer (CSO) görevini yürütüyordu. Algüneş, Mobilera’daki yeni göreviyle birlikte şirketin uluslararası yapılanma hedefleri doğrultusunda stratejilerinin hayata geçirilmesi ve iş ortaklarının dijital iletişim stratejilerine destek verilmesi sorumluluğunu üstleniyor.
PLATİN DERGİSİ-OCAK 2009

Serpil Timuray Vodefone’da


Serpil Timuray Vodefone’da
Vodafone Türkiye'nin yeni CEO’su Serpil Timuray... Danone Türkiye Genel Müdürü olarak görevine devam eden Timuray, 1 Ocak 2009 tarihinde Vodafone Grubu Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Direktörü ve Vodafone Türkiye CEO'su Ian Gray'den görevi devralacak. Ian Gray, hızlı tüketim sektöründe engin deneyim sahibi, Türkiye pazarı ve tüketici beklentileri konusunda uzman bir lider olan Timuray’ın Vodafone'a katılıyor olmasından son derece memnun olduğunu dile getiriyor. Marka yönetimi ve pazar liderliği konularındaki deneyimleriyle Vodafone Türkiye'ye yeni bir bakış açısı ve enerji getirmesi beklenen Timuray, kariyerine 1991 yılında Procter&Gamble pazarlama departmanında başladı. 1999 yılında DanoneSA bünyesine DanoneSA Tikveşli Pazarlama Direktörü ve İcra Kurulu üyesi olarak katılan Timuray, bir süre kurumun satış ve pazarlama direktörlüğünü birlikte yürüttü. Haziran 2002'de DanoneSA Süt Ürünleri Genel Müdürü ve İcra Kurulu Başkanı oldu. Timuray, 2003'te DanoneSA şirketlerinin Danone Grubu tarafından yüzde 100 hisse satın alımı konsolidasyonunu ve entegrasyonunu, Ocak 2004'te Nestle Türkiye sütlü ürünler işinin satın alımı ve entegrasyonunu, 2003-2006 döneminde Groupe Danone'nin dünyadaki en kapsamlı endüstriyel yatırım programlarından birinin Türkiye'de gerçekleşmesini ve bu sayede Türkiye'de yüzde 100 yerli üretime geçilmesi operasyonlarını yönetti. SETBİR (Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, YASED ve TUSİAD üyesi olan Serpil Timuray, lise eğitimini Üsküdar Amerikan Lisesi ve Amerika'da North Carolina Asheville High School'da tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Timuray, evli ve bir çocuk annesi...
PLATİN DERGİSİ-OCAK 2009

Mavi genel müdürünü buldu


2007 yılında Nurettin Kantarelli ile yollarını ayıran Mavi Jeans’in genel müdürü arayışı son buldu. Şirket aradığı genel müdürü sonunda buldu ve iş dünyasının genç ve başarılı isimlerinden Cüneyt Yavuz geçtiğimiz ay Mavi ailesine katıldı. Mavi Jeans CEO’su Ersin Akarlılar, Cüneyt Yavuz’un Mavi ailesine katılmasından mutluluk duyduklarını, şirketin güçlenen kurumsal yapısı sayesinde hedeflerine hızla ulaşmayı planladıklarını açıkladı. Procter & Gamble’ın farklı ürün gruplarında üst düzey yöneticilik yapan ve beş yıldır görevini yurtdışında sürdüren Yavuz, Mavi’nin perakendecilikte büyüme hedeflerine önemli katkı sağlayacak.1968 doğumlu olan Cüneyt Yavuz, Robert Kolej’i bitirdikten sonra, Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Amerika’da, Johns Hopkins Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlayan Yavuz, 1992’de Procter & Gamble’da çalışmaya başladı ve Gillette , Duracell, Oral-B ve Braun markalarında Türkiye, Balkanlar ve İsrail bölgelerinden sorumlu farklı yöneticilik pozisyonları üstlendi. Yavuz Mavi Jeans’e geçmeden önce Procter & Gamble’ın Doğu Avrupa Bölgesi’nden sorumlu Satış ve Pazarlama yöneticiliği görevindeydi.
PLATIN DERGİSİ-OCAK 2009

Koç Allianz’da Rüşdü Saraçoğlu dönemi

2002 yılından bu yana Koç Allianz Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Dr. Rüşdü Saraçoğlu, şirketin yönetim kurulu başkanı oldu. Koç Allianz Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Dr. Rüşdü Saraçoğlu’na devreden Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, üyesi olduğu Allianz Uluslararası Danışma Kurulu çalışmalarına katılmayı sürdürecek. 2009’dan itibaren Allianz olarak yoluna devam edecek olan Koç Allianz Başkan Vekili Dr. Enrico Cucchiani, Koç Allianz’ın eski genel müdürlerinden Cemal Zağra ve M. Kemal Olgaç, Koç Allianz Genel Müdürü George D. Sartorel, Candemir Önhon ve Klaus Dührkop yeni dönemde de yönetim kurulunda yer almaya devam ediyorlar. Nisan 2008’de Koç Holding’e ait tüm Koç Allianz hisselerini devralan Allianz, Koç Holding kökenli yöneticilerin sektörel deneyiminden faydalanmayı sürdürüyor. Koç Holding Finans Grubu Başkanı olarak 2007’nin sonuna kadar görev yapan Dr. Rüşdü Saraçoğlu finans sektörüne dair bilgi ve birikimiyle Koç Allianz’a güç katmayı hedefliyor. Kariyerine IMF’de ekonomist olarak başlayan Dr. Rüşdü Saraçoğlu, Merkez Bankası Başkanlığı sonrasında 20. dönem milletvekili olarak Meclis’e girmiş ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olmuştu.
PLATIN DERGİSİ-OCAK 2009